This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"AGORA MEYHANESİ
Bilmeyenimiz yoktur bu eseri ;
Ama benim gibi çok ilginç ve hazin hikayesini bilmeyenleriniz de çoktur diye tahmin ediyorum.
1890’da bir Rum olan kaptan Asteri , Balat çarşısında bir Meyhane açar.
Meyhanesine de Rumca “meydan” anlamına gelen “Agora” adını koyar.
Meyhane masa...
"Kusursuz sevgiyi sevmiyorum.
Bir insan seni en kusurlu halinle sevmeli.
Hani saçın başın dağınık burnun akıyorken belki.
Belki en çok kilo aldığın vakit, belki en çekilmez olduğun an.
Birbirinizi en berbat haliyle taşıyabiliyorsanız bence gerçekten seviyorsunuz."
Çok hata yaptım şimdiye kadar.
Tarifi zor dönüşü imkansız.
Ders aldıklarım oldu,almaya vakit bulamadıklarım da.
Duyduklarım doğruysa zaferlerim de olmuş.
Ahımı alanlar hâlâ ödüyormuş.
İyiki yapmışım dediğim şeyler var,keşkelerim de.
Engellemek İstediğim başlangıçlar da var.
Unutmayı...
Cahilsin okur õgrenirsin
Gerisin ilerlersin.adam yok yetiştirirsin
Paran yok kazanırsın
Herşeyin bir çaresi vardır.
Fakat insan bozuldumu.bunun çaresi yoktur.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir ağaç bir ormanın başlangıcı olabilir.
Bir kuş, baharın müjdecisi olabilir.
Bir gülümseme bir dostluğu başlatabilir.
Bir tokalaşma moralinizi yükseltebilir
Bir yıldız, denizde bir gemiye yön gösterebilir.
Bir tek kelime, büyük bir ideali anlatabilir.
Bir huzme güneş ışığı, bir odayı...
Soluksuz bir koşudur
Umuda giden yolculuk..
İlk varan
Ya da en son ulaşan ol,
Ne fark eder...
Zaten,
Payına düşen
Kadardır mutluluk..
// _George Carlin
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi..
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda,
Gözlere haya..
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca..
Hani hep “konuşmaya çok ihtiyacım var” diyoruz ya.
Aslında konuşmaya değil, herhangi birine ihtiyacımız var.
Belki yanında hiç konuşmadan sadece susabileceğimiz biri.
Belki omuzuna yaslanıp öylece kalacağımız biri.
Belki sevdiğimiz bir şarkıyı aynı anda açıp dinleyebileceğimiz biri.
En çok...
Ayakları sağlam basan,
başı dik kadınlar severim...
Bahaneleri değil,
nasıl yapabilirimleri seçen kadınları...
İlkesi ülküsü olan, işinde,
sen kadınsın sınırlamalarına aldırmayan..
Hayalleri idealleri olan kadınları...
Yüreğini rehber bilip,
aklını yüreğinin koluna takan kadınları severim...
Hayatımdan gidenler...
Bir daha geri gelmeyi hayal bile etmeyin..!
Hayatıma yeni girenler gitmeyi düşünürseniz..
Hiç beklemeyin..!
Kalıp tanımaksa amacınız durup izleyin..!
Başkalarından değil beni benden öğrenin..!
Ben:
Aradıklarıma sahip,
Sahip olduklarımaysa Tutkunum..
Bazı insanlar vardır hayatınıza dokunan, bir mucize gibi tam da ihtiyacınız olduğu zaman gelen ve hayat akışınızı değiştiren… Aslında o insanlar, tesadüf eseri girmiyorlar hayatlarımıza… Her şeyin bir sebebi olduğu gibi, hayatınıza eli değen tüm insanlar ayna görevi görüyorlar bir nevi…
Ve neye...
Bazen kendini anlatabilmekte çaresiz kalırsın
Beklentini karşındakinin görmesini beklersin
Aslında, tüm bedeninle ruhunla anlatmak istediğini anlatmana
Hatta mecbur kalıp cümlelere dökmene rağmen
Karşındaki duvar gibi kalır
Çaresiz içine dönersin
Belki biraz yaralı, belki biraz küskün...
Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam...
Oturup siyah beyaz bir fotoğraf karesinde çocukluğumun kulağını çınlattım. Çocukluk arkadaşlarım geldi aklıma, koşup oynadığımız sokaklar, şefkatle baktığım kedilerim. Komşularımız: bir tabakla kapıyı çalar, kokmuştur sizede getirdim deyip tatlı bir gülümsemeyle ikram ederlerdi bir tas çorbada...
Selahattin Duman dan bir yazı ;
Bizim memlekette evli erkek karısından on yıl önce ölüyor.." Ortalamasıbu..
Lafı tersine çevirirsek "Kadın kısmı ortalama olarak kocalarından on yıl daha fazla yaşıyor.."
***
Laf beyliktir ama tekrarlamakta mahzur yok..Kadının hayatı evlendiği gün başlar...