This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Memleketimden çocuk manzaraları…
Roboski’de bombalanır, parçaları eşeklerde taşınır.
Konya’da açlıktan kırılır, soğuktan donar.
Van’da 3 yaşında bebek hastalanır yollar kapalı diye hastaneye götürülemez.
Ve…
Devletin parasız dediği sağlık hizmeti,
yaptım dediği duble yollar,
aldım dediği...
Arkadaşlar kusura bakmayın. Önce fıkraları ayrı ayrı konu açtım. Sonra baktım Son eklenenler listesini işgal ederek diğer arkadaşların paylaşımını kaydırdığını gördüm ve kendimce bir çare buldum. Bektaşi Fıkraları başlığı açarak tüm bektaşi fıkralarını bu başlık altında paylaşmam daha derli...
Bir gün yolda yaya giden bir Bektaşi'nin önüne bir atlı çıktı :
-Baba, dedi, bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?
Bektaşi yanıt verdi :
-Elimden gelen bir şeyse, hay hay, oğlum.
-Şunu öğrenmek istiyorum : Şu anda Allah ne yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerliyen derviş, hic belli etmemiş...
Bir mecliste Kuranı Kerim'den söz açılmıştı .Kuran'ın eşsizliğinden ve olağanüstü bir eser olduğundan bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışarak :
-Evet, Allah'ın kelamı cidden eşsizdir. Ama, yazısı biraz karışıktır!,...der.
Dinleyenlerden...
“O” NUN HİKAYESİ
“Nereden takıldım dedi” o şiirin dizelerine durup dururken, bir açıklaması yok. Bu dizelerin ve çağrıştırdıklarının, yanından yöresinden geçmeyen, ilgisiz ilişkisiz bir yığın sorunu kafamda döndürüp dolaştırırken, nefesimi kesen o dik yokuşta soluk soluğa kaldığım o an dilimin...
Gizemli düşlerle bağlanırdım akşamın yeşil ucuna
Tek tek öperdim yağmur damlalarını mevsimler boyu
Yüzün dağlara düşerdi, ak bir buluttum saçlarında gezinen
Teslim alan sen değildin, teslim olurdum hayaline.
Kalbim, aldanma yalanların atlas yüzüne
Çekilen tetiğin kurşunu değilim artık.
Kusursuz bir çingeneydi evrenin ortasında
Dağları sesinden tanırdı
Bulvarları gülüşünden
Tek bir ağaçtı, ulu bir orman
Kovuklarında gizlenirdi kaçaklar
Albatros'du ıssız enginlerde
Okyanuslarda korsan
Yüreğinde nefesti, gözlerinde ışık
Düşlerinde gülümseyen çocuklar
Bağışlanmayı reddetti...
ONİKİLERİN VEDASI *
"Şili halkı faşist Pinochet'den hesap soruyor"
Basın
Başımızı dizlerine koyar gibi sevgilinin
Bastık ölümüne bir sevdayı bağrımıza
Artık konuşmayacağız
Söylendi söylenecekler
Ve şimdilik kapatıyoruz yaşam defterimizi...
Gün, beyazını yıkarken suların yeşilinde
Dingin sabahları yükler yelelerine
hırçın ve asi bir at
Uçar karaca çevikliğinde
Asıp terkisine mayıs rüzgârlarını
Ay büyür gözlerinde kocaman olur.
Gecenin en laciverdi yerinde
Kâşifler keşfe çıkar gülüşlerindeki gizi
Fatihler talandadır alnının...
Batan güneşin ardından koşarlar
Karanlık ölüm demektir
Atlayıp şeytanın atına
Tiranların gece yasalarını
Tağyir, tebdil ve ilga'ya
Cebren teşebbüs ederler
Toprak kovuklarından doğarlar
Henüz keşfedilmemiştir ülkeleri
Asi rüzgârıdırlar
Aşkın ve ateşin
Kesik damarlarında tutuşturup yangınları...
Yıldızlı geceleri giyinirdin
Ateş kuşlarına emanetti gökyüzün
Sesin yüzünde incelirdi
Güneş ellerinde
Her yanın insandı, her yanın aşk
Derin uçurumlarda açardın, soylu
Yabandın kentlere, aşk acemisi
Sert eserdi vadinde rüzgârlar
Üşürdün sabah serinliğinde
Ağlamak geçerdi içinden, ağlayamazdın...
Gökbiliminden hiç anlamadığım halde
Yıldızları seyrediyorum durmaksızın
Acemi ve tutkulu bir kumarbazıyım hayatın
Açık oynuyorum kartlarımı
Ve rest çekiyorum
Niçin hep yenilen benim?
Kırmızıya boyamak istiyorum
bir palyaçonun burnunu
Dargınlıklarımı kırmızıya boyamak...
Anımsamamı isteme
Öyle bir ülke yoktu
Ölesiye yaşanan aşklar da
Göğsümüzü, acıtan esintilerine açtığımız
Akşamlarına dalıp dalıp gidilen
Sabahlarına vurgun
İçinden geçtiğimiz mevsimler yoktu
Sen yoktun...
Anımsamamı isteme
Aklımızdan önde giden adımlarımızı
Mühürsüz tutanaklarda saklı...
Bırakmıyor yakamı bu inat
Zehrini kusan şafakta
Gülüşlerini beklemiştim, zarafetini,
Kelebekler de gelecekler üç vakte kadar
Arifesindeyiz aşka uzak zamanların
Kimsecikler kalmamış meydanlarda diyorsun
Ben varım ya…
Düşmek her zaman kötü değildir
Kalkıp yürümekte marifet
Öncesiz ve sonrasızlığında zamanın
Ne zaman kırmızı dumanlar yükselse
Bir leylak dalı kırılır içimde
Rüzgârım kesilir.
Yakışıklı ve yasadışı günlerdi
Gökyüzünün en saydam mavisiyle vurdukça
Sulara dolunay
Duru ırmakların çağlayanlarına karışırdı
Romantik serüvenlerimizin söylenceleri
Başını...
Padişah bir gün bir ferman yayınlayarak o haftaki cuma namazında orada yaşayan herkesin bulunmasını zorunlu kılmış. Dört bir yana haber salınmış ve cuma vakti gelmiş. Bizim Temel dışında bütün ahali cumaya katılmış. Ertesi gün padişah sadrazamı yanına çağırıp sormuş:
-Dünkü cumaya ahaliden...
Bir Bektaşi, merkebine odun yükleyip şehre gelirken karşıdan tüccar kılıklı iki adam peyda olarak: "Şu zındıkla alay edelim! " diye Bektaşi’ye yanaşıp selam verince Bektaşi de durur, merkebi de.
Tüccarlar işaretle:
- Bu eşeğin ne düşünüyor?
- Odun taşımaktan yorgun düştü de, artik kasabada...