Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Sev

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,225
Tepkime puanı
130
Puanları
63
Bekle beni dedin,
Oturdum sensiz, sessiz.
Biraz gecikirim dedin,
Açtım kitaplar okudum.
Sensiz bir hiçim dedin,
Heyecanlandım, titredim...
Gel artık dedim,
Cevapsız kaldım.
Sen bensiz ne yaparsın dedim,
Sır oldun sanki.
Ben hiç bir şey yapmak istemedim,
Ama,
Gözlerim çevrildi sensiz dünyaya.
Her şey anlık, kendiliğinden oldu.
Yaşamalısın dedi bir iç ses,
Sevdikçe sevileceksin,
Sev, sev dedi o iç ses.
Sen de sev bence,
Dürüstçe sev...
Kendine iyi bak,
Bir zamanlar doluca sevdiğim...​
İhsan Altun
[TR]
[TD="width: 100%, align: left"]
[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD="width: 100%, align: center"][/TD]
[/TR]
 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,225
Tepkime puanı
130
Puanları
63
  • Aşığım diyene değil aşkından öleni sev, yüzüne bakıp ağlatanı değil tek başına seveni sev, seviyorum diyerek boynuna sarılanı değil incitirim diye sarılmayanı sev.





 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,225
Tepkime puanı
130
Puanları
63
 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,225
Tepkime puanı
130
Puanları
63
Sevdiğiyle vurulmak
Bütün darbeler acıtır, ama sevgiliden gelen öldürücü olur, şifa kabul etmez. Onun attığı gülün açtığı yara, mermininkinden çok daha derindir, hekimler çare bulamaz.
O çocukluk aşkımdı. Ve bugüne kadar devam etmişti.
Ama son gönderdiği haber beni tam gönlümden vurdu.
Gülün yaprağıyla gönderdiği haberde “Beni sevmenin bedeli, canındır, ölümündür. Kararını ver.” diyordu.
Can mı, cânân mı?
Hangisinden vazgeçebilir, hangisini feda edebilirsiniz?
Can olmadan cânân olabilir mi?
Gelen haberi yorumlayan doktor, “Halil Bey! Yapılacak bir şey yok. Ya can, ya da cânân. İkisinden birini tercih edeceksin. Sınırı aşmışsın. ‘Can’ diyorsan bundan sonra her türlü şekerden ve tatlıdan, üç beyazdan uzak duracaksın. Yok İlla da ‘canan’ illa da dersen, damarlarından gezen zehir, bunun da bedeli canın olur.” dedi.
Kala kaldım. Kalbimden, sevdiğimle, en zayıf yerimden vurulmuştum.
Hayatımın, çocukluğumun aşkı şeker, bunu bana nasıl yapardı?
Şekere, tatlıya tutkum, kara sevda derecesindeydi. Seviyordum…
Annem, “Oğlum, sütten ayrıldığında seni cam şeker ile avuttum. Her halde bu sebepten şekeri çok seviyorsun.” diyordu.
Hakikaten de şekeri ve tatlıyı çok seviyorum ta çocukluğumdan beri...
Küçüklüğümde oruçlu iken “İftar saati gelse de orucumu açsam ve yaz helvası yesem.” diye hayal kurardım.
Şekersiz, tatlısız bir hayat düşünemezdim. Ama düşünmek, ayrılığı da hesaplamak lazımmış.
İnsanın en sevdiği tarafından vurulması, hem de sinsice, çok acı...
En büyük darbeyi, ebedi saadetimizi yok eden öldürücü zehri, nefsimiz vasıtasıyla almıyor muyuz hem de tatlı niyetine...
Nefis, doymazlığı, bir anlık zevk kaygısıyla bile bile, hem kendini hem bizi ebedi ölüme götürmüyor mu?
“Halk nazarında muteber nesne yok devlet gibi/Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi” diyen Kanuni acaba hangi duygular altında bu beyti söylemişti?
O da acaba şeker hastası mıydı, tatlıdan ayrı mı düşmüştü?
 
Üst