This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kaderimin çatladığı bugünlerde,
deli dolu mutluluklarımı şimdilik rafa kaldırdım.
Belki tozlanacak belki küflenecek, elbette birgün lazım olacak biliyorum.
Her kırılmışlıkların her çatlakların mutlaka ilacı var diye umut ediyorum.
EYLÜL
Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.
İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder.
Doktor çağrılır. Doktor muayene eder,ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendinin başağrısı artarak sürer.
Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar...
Temel, yıllar sonra biriktirdiğiyle elden düşme Murat 124 alır. Arabasıyla memleketine giderken araba arızalanır. Yolun kenarına çeker, motor kapağını açar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanaşır:
— Hayrola hemşerim, arabanın nesi var? İstersen senin arabayı benimkine bağlayalım...
selamı sabahı kesmiş
dost dediğim insanlar
herkes kapısını kapatmış
çekilmiş kendi dünyasına
unutmuş dostluğu arkadaşlığı
menfaat üzerine kurmuş
tüm yaşamını
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında, tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse onunla konuşarak:
Hadi bakalım evladım, bu ihtiyarın elmasını ver artık ve bir elma düşerdi en güzelinden, en olgunundan.
Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak, onu...
Öfkelenince neden bağırırız?
Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş...