Yalnızlık Sonnet’si
yalnızlık zamanlandı: önce aşk, sonra yaprak…
günler geçilecekler… atlar, gümüş yeleli!
yüzünü aynalara, bir tek onlara bırak;
sürünsün sır’ı aşkın, bak, seni görmeyeli
çok değişti aynalar! ev içleri bulandı;
herşey artık ne kadar, ne kadar da kurak!
odalar orda burda, içlerine kapandı;
sofalarsa eğreti; yüklük ve kap kacak
somurtup duruyorlar… herşey ölgün! bekleyiş
gibidir burda olmak, ‘bekleyiş gibi’ olmak…
sen gel, şimdi kendini o aynalarla değiş;
gel, burda ol! daima! -ve nasılsa kararmak-
ta olandan bakarım sana giden günlere;
tenindir, beleniyor, âh, yeşil ekinlere…
Hilmi Yavuz
Kimsesizlik
Yıllardır bir kıvılcım kapalı kında,
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi;
Mustaribim bu duvarın dış tarafında,
Şefkatına inandığım biri var gibi.
Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el,
Kıpırdamak istemiyor göz kapaklarım;
Yan odadan bir ince ses diyor gibi gel!
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım.
Gözlerimde parıltısı bakır bir taşın,
Kulaklarım komşuların ayak sesinde;
Varsın yine bir yudum su veren olmasın,
Baş ucumda biri bana ‘su yok’ desin de!
Kemalettin Kamu