Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
Öfke, güçlü ve başedilmesi zor bir duygudur, evet. Ancak kontrol edilemez bir duygu değildir. Kontrol edilemeyeceğine dair bu inanç, bizleri bu duyguyla yüzleşmekten ve mücadele etmekten alıkoyar. Böylece, öfkelenme durumunda yapılacak birşey olmadığına inanır, bu duygu ve dolayısıyla sebep olduğu davranışları normalleştirmeye, sıradanlaştırmaya çalışırız.
Öfkeyi dışa vurmak, öfkeyi yatıştırmanın en kötü yollarından biridir. İnanılan tersine araştırmalar göstermiştir ki, öfkeyi sözel ve ya saldırgan davranışlarla dışa vurmak, öfkeyi azaltmak yerine arttırır. Öfke yatıştığında, öfkemize sebep olan durum ve kişilerle yüzleşmek ve anlaşmazlığı gidermeye çalışmak en sağlıklı yoldur.
Öfkeyle başetme konusunda genel olarak önerilen “kendinize zaman tanımak” davranışı, tanıdığınız o zaman içerisinde ne yaptığınızla ilgilidir. Eğer o zamanı kendinizin haklı olduğuna dair kanıt aramakla ve buna dair iç konuşmalarla geçiriyorsanız öfkeyle baş etmeyi bırakın öfkenizi beslemiş olursunuz.
Öfke uyandıracak düşünceler, zihninizi meşgul etmeyi sürdürdükçe, her yeni düşünce yeni bir öfke dalgasına zemin hazırlayacaktır. Tabi ki kendinize ve ya karşınızdakine zarar verebilecek kadar öfkeliyseniz ortamdan ve kişiden uzaklaşmak gerekir. Öfke patlamalarınızla nasıl başedebileceğinizi öğrenme sürecinde bu işe yaramaktadır.
Önce ilgi odağını değiştirerek öfkeyi yatıştırmaya çalışmak, sonrasında olayları farklı şekillerde ele almak, olayı, durumu, kişiyi tekrar değerlendirerek onlara da belli bir haklılık payı vererek bakmak, yani yeniden yapılandırmak öfkeyle başetmede en sağlıklı yoldur.
“Öfkelendiğimizde, ‘Beni çileden çıkardı.’, ‘Ben aslında böyle biri değilim, onun yüzünden oldu.’ ifadelerini sık kullanırız. Böylece o duyguyu kendi denetimimiz dışında bir alana çıkarır, yapabileceğimiz birşey olmadığına inanırız.
Kısacası, öfkemizin sorumluluğunu almayız. Bizleri öfkelendiren olay ve kişiler değil, onlara verdiğimiz anlam ve onlardan beklentilerimizdir. Öyle olmasaydı hepimiz aynı olay ve durumlar karşısında aynı seviyede öfkelenirdik. Dolayısıyla, düşüncelerimizin bir sonucu olarak hissettiğimiz duyguların sorumluluğunu almak, hangi düşünce ve inançla beslendiğini belirleyip bunları değiştirmeye çalışmak öfkeyle başetmeninilk adımıdır.”
 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
• Yaşamınızdaki önemli bir duygusal sorunu ihmal ettiğinizi anlatabilir. Çünkü kendimizle ilgili her şeyin her zaman farkında olamayız.
• İlişkinizde kendinizden çok şey feda ettiğinizin sinyalini verebilir. İnançlarımıza, arzularımıza ters düşen durumlar içinde olmak bizi öfkelendirir.
• Kendi gelişiminizi destekliyor gibi görünse de, bazen başkalarının bizim için çok fazla şey yaptıklarına; ‘Artık ben olmak istiyorum’a dair bir uyarı olabilir.
• Öfke, değişimin gerekli olduğunu da gösterebilir. Değişim bizde ya da karşımızdakinde olmalıdır. Değişimin güçlüğü bazen duygularımızı yok saymaya ya da meseleyi başka sebeplere yormaya yönlendirebilir.
• Öfkenin doğurduğu iyi sonuçlar da olabilir hayatımızda. Kimi zaman öfkemiz, başkalarının hakkımızdaki tanımlama şekline “hayır” ve kendi benliğimizin isteklerine “evet” demeye yönlendirir bizi. Öfkemizi kabul eder ve anlamaya çalışırsak, bu bizim için ruhsal anlamda ilerletici olabilir.
Öfkenin neden lerini sorgulayalım öncelikle neden öfkeleniriz.
Çoğunlukla öfkemizden korkar, bu duygumuzu bastırmaya çabalarız. Bunlar hepimizin zaman zaman taşıdığı ortak kaygılardır. Öfke, onaylanmama tehlikesiyle bizi karşı karşıya getirir. Öfkemde haklı mıyım? Öfkelenmeye hakkım var mı? Öfkelenmemin ne yararı olacak? gibi öfke ile ilgili bazı sorularımız hayatımızı zorlaştırır tarzdadır. Öfkemiz haklı- haksız, yararlı-yararsız, gerekli-gereksiz, doğru-yanlış değildir. Öfke sadece vardır! Ve öfkenin yanlış ya da yetersiz kontrolünün sebep olduğu birtakım sorunlar baş gösteriyorsa, öfke sebebi ve sonuçlarıyla beraber anlaşılmalıdır. Önemli olan öfkeden kaçmak, onu yok saymak değil; bu duygumuzun sebeplerini anlamak, sonuçlarını kavramak ve öfkeyi uygun bir dil ile diğerlerine aktarmayı öğrenmektir.
 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
  • Duygular, insanın kendisini iyi ya da kötü hissetmesine yol açarlar, ancak bir insanı iyi ya da kötü diye değerlendirmeye yetmezler. Olumlu duyguların hissedilebilmesi için insanın öncelikle yemek, barınmak ve korunmak gibi temel gereksinimlerinin karşılanmış olması gerekir. Temel gereksinimleri karşılanamayan insanlarda olumsuz duygular hızla harekete geçer. Bu yüzden aile ve toplum içinde olumsuz duygulara kulak vermek gerekir.Öfke de olumsuz duygulardan biridir. Öfkenin duygusal yönünün yanında, fizyolojik ve bilişsel bileşenleri de vardır. Bir başka deyişle öfke, düşünce ve davranışlarla da ilgilidir. Böyle bir duygu vücudun kendini olumsuz durumlardan korumaya yönelik bir tepkisi olabilir. Vücut stres altında kaldığında, böbreküstü bezlerinden adrenalin adı verilen bir hormon salgılayarak alarm durumuna geçer.
    Kandaki miktarı böylece artan adrenalin kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması gibi fizyolojik değişikliklere yol açar. Sonuç olarak da vücut kendini tehdit eden uyarana karşı koruma gücünü bulur. Kaçar, kovalar, saklanır, bağırır, dövüşür. Öfkelendiğimizde yüzümüz kızarır, bağırırız, sert davranışlarda bulunabiliriz. Tüm bunlar aslında fizyolojik kökenleri olan davranışlardır ve bu davranışları kendimizi olumsuz duyguların yükünden kurtarmak için gerçekleştiririz. Bu görüşten hareketle öfkenin, düşünce düzeyinde reddedilse bile beden diliyle inkâr edilemeyen bir duygu olduğu ileri sürülebilir.
    Öfke, özenle dikkate alınması gereken bir "işaretçi"dir. Neye işaret ettiğine gelince; öfkelenen kimsenin hakkı yeniyor, gereksinimleri ve istekleri karşılanmıyor, yaşamına ilişkin bir soruna gereken önemi kendisi vermiyor, içinde bulunduğu bir ilişki uğruna değer ve inançlarından ödün veriyor ya da gelişme ve yeteneklerini ortaya koyma şansı elinden alınıyor olabilir. Özetlemek gerekirse, öfke iki temel nedenle ortaya çıkabilir.
    Bu nedenlerden birincisi bireyin kendisinden, ikincisi ise karşısındaki birey(ler)in onda oluşturduğu duygulardan kaynaklanabilir. Öfke, ister bireyin kendisiyle ilgili ister karşısındakiyle ilgili bir nedenden kaynaklansın, özenle üzerinde durulup çözümlenmesi gereken bir duygudur. Dr. Thomas Gordon öfke olgusunu bir buzdağına benzetir. Buzdağının suyun üzerinde kalan kısmı öfkedir, oysa suyun altında kalan kısmı çok daha geniştir, yani öfkenin ortaya çıkmasına yol açan pek çok duygu burada gizlidir. Suyun altında kalan bu duygulara temel duygular adı verilir.
    Temel duygular birikip, sertleşip, katılaşınca, buzdağının tepesindeki öfkeyi oluşturur. Sözü geçen temel duygular ise kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, itilmişlik, kaygı, hayâl kırıklığı, haksızlık, anlaşılamamak ve sıkıntı gibi duygulardır. İnsanların çoğu, öfkeyi buzdağının tepesinde yaşar ve bir türlü çözümlenmemiş bu duygulara sıkı sıkı tutunur. Oysa, öfkenin kaynaklarını ortadan kaldırmayı başarmak için buzdağının altındaki temel duyguların anlaşılabilmesi gerekir.
    Gereksinimlerin hiçbir zaman ve hiçbir koşulda karşılanamadığı durumlarda öfkeyi yaşamak kaçınılmazdır.
    • "Ben hiç öfkelenmem",
    • "Çok nadir kızarım, ama bomba gibi patlarım",
    • "Çok çabuk sinirleniyorum ve buna engel olamıyorum.".

    Bunlar, günlük yaşamda bireylerin kendi öfkeleriyle ilgili yorumlarından bazıları. Bu yorumlar, gerçekte öfkemizi ve nedenlerini pek de tanımadığımızı gösteriyor. Oysa öfke, kaynaklarını ortadan kaldırmak uğruna, sonuna kadar yaşanıp bitirilmesi gereken bir duygu. Ama bu nasıl yapılır? Yani öfke nasıl yaşanmalıdır? En önemli soru da bu.
 

" W£L!K£ "

BurDa LAf ÇoK
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
3,726
Tepkime puanı
66
Puanları
48
emeğine sağlık canom faydalı yararlı bir paylaşım..
 

suskunkalp

Banned
Katılım
3 Eki 2014
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
boyalarımız var fırçalarımız elimizin altında öyleyse yapalım bir cennet resmi girelim içine dedi bilge öfke beklentinin gerçekleşmemisnden doğar beklentilerimizi sınırlayıp olduğu gibi kabullenmek de bir çözüm zamanla muthiş bir kabullenici olabiliriz
 
Üst