gatri
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 9 May 2014
- Mesajlar
- 341
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
hazan ve hüzün
birbirlerine hiç olmayacak kadar sevdalı
bir o kadar bağlı...
nedendir kimbilir
ne zaman hazan çökse yalnız aşıklar parkına
nerede sarı,turuncu,kırmızıya bürünse,
yalın bir çınarın sevgi alanı
hüzün beri gelir ardından
bir önceki karşılaşmalarından daha tutkulu
hüzün,hazan'a her eylül aynı sözü verir
bu son kavuşmamız,gayrı bundan öte ayrılık olmaz
hazan birşey demez
aşıktır
bilmektedir kaderlerini
konuşamaz
hüzün başını yaslar hazan'ın göğsüne
mutlu ve güvende
hazan ise tedirgindir
farkında olsada bu mevsimlik saadetin
son gününü yaşadıklarını
sıkı sıkı sarılır hüzün'e
dakikalar geçtikçe daha bir aşkla sarılıyordu
hüzün ağlar gibi oldu,yanakları yaşlandı
hazan'ın yüreğine dökülen gözyaşı ırmağıysa
hazan'ı hüzünlendirdi
hüzün'lü bir can vardı içinde
hüzün'lüydü ve mutluydu
artık hüzün'de farkındaydı
ayrılık vakti gelmişti
gece yarısını çoktan geçmiş
ve saat kışı vuruyordu
hazan son bir defa saçlarını okşadı
seher vaktinin soğuğuna inat
yanan elleriyle hüzün'ün
ne olduysa o anda oldu
önce parmakları kayboldu hazan'ın
elleri,vücudu derken bir süre sonra yoktu
yokluktu...
aynı anda hüzün'de varlığını kaybetti
artık sadece derinlerden gelir gibi
seslerini duyar oldular,oda kısılınca
nefesleri yetti birbirlerini bilmeye
ve mavide,kırmızı ve turuncunun gölgesinde tükendiler
hissedemez olsalarda suretlerdeki kendilerini
benliklerinde bekler oldular
bir sonraki mahzuniyeti...
çünkü onlar
hazan hüznü'ydüler
(Suna'ma)
Gatri