Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Eski Hastalık Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
ROMANIN KONUSU:

Eski Hastalık, toplum içinde bulunmak istememe ve eğer toplum içinde bulunuyorsa sessiz kalma hastalığı bulunan Züleyha’nın, İçel vilâyetinin Gölyüzü adlı bir çiftliğinde eski derebeyi torunlarından kocası Yusuf ile birlikte Taşucu vapuru ile bu çiftliğe yapılan uzun deniz seyahati, bu seyahatte ve çiftlikte geçen Yusuf ile Züleyha’nın hayatını konu edinmiştir.

ROMANIN ÖZETİ:

Züleyha’nın çocukluğu İstanbul’da geçmişti. Annesi ölmüştü. Babası Ali Osman Bey askerdi.

Züleyha babasını tanımaya vakit bulamamıştı. Birkaç senede bir İstanbul’a uğrar, yirmi otuz gün ailesinin yanında kaldıktan sonra, tekrar kıt’asına dönerdi. Yusuf ise Ali Osman Bey’in askeriydi. Onunla birçok kere muharebelere katılmıştır. Yusuf daha sonra belediye reisliğine kadar yükselmiştir. Yusuf annesi Enise Hanım ile birlikte Gölyüzü çiftliğinde yaşamaktadır.

Züleyha, Yusuf’u babası sayesinde tanımıştı. Bir gün Ali Osman Bey kızına mektubunda: “İstanbul’dan hareketini bana telgrafla bildir. Seni, Yenice istasyonunda beklemeye gelirim. Oradan beraberce Silifke’ye gideriz.”. Ancak Ali Osman Bey yoğun işlerinden dolayı istasyona Yusuf’u kızını Silifke’ye götürmesi için göndermişti. Bu sayede Yusuf ile Züleyha Yenice istasyonunda tanışmışlardı.

Züleyha, Gölyüzü çiftliğine gittikten bir süre sonra babası Ali Osman Bey de geldi. Bu çiftlikte Yusuf annesi Enise Hanım ile birlikte yaşıyordu. Çiftlikte geçen günler boyunca Züleyha ile Yusuf birbirlerini sevmişlerdi. Enise Hanım da Züleyha’yı oğluna gelin olarak beğenmişti. Oğlunun Züleyha ile evlenmesini istiyordu. Nitekim, Ali Osman Bey de razı olunca Züleyha ile Yusuf müthiş bir düğünle evlenmişlerdi. Çift, evlendikten sonra aralarında hep soğukluk olmuştu. Zaten hasta olan Ali Osman Bey bir müddet sonra ölmüştü. Züleyha iyice çöktü. Yusuf karısındaki melânkolinin gittikçe arttığını gördükçe üzülüyordu. Ayrıca Züleyha, Yusuf’un sık sık belediye işlerinden konuşmasından rahatsız oluyordu. Yusuf’un bu belediye politikası davaları aralarını şiddetle açmıştı. Züleyha kocasına karşı tenkitlerde çok sert davranıyordu. Günün birinde Züleyha, Yusuf’a ayrılmalarını teklif etti. Yusuf da bunu kabul edince mahkeme bir yıl sonra resmî olmak üzere ayrılmalarına karar vermişti. Ama onlar hâlâ karı kocaydılar.

Züleyha İstanbul’a dayısının yanına gitti. Burada tanınmış tüccarlardan birinin oğlu ile tanışmıştı. Bu genç ile Alemdağı’na giderken trafik kazası geçirdi. Züleyha yaralı halde hastahanede yatarken gazeteler olayı resimlerle beraber isimleri de yazarak ortaya koymuştu. Yaralı kadına bütün arkadaşları ziyarete geliyordu. O bu durumdan sıkılıyordu. Ziyarete gelenlerin hemen gitmesi için ağır hasta numaraları yapıyordu.

Yusuf bu kaza olayını öğrenir öğrenmez hastahaneye gitti. Ne de olsa eski karısıydı. Fakat resmî olarak evliydiler. Mahkemenin verdiği bir yıllık süre dolmamıştı. Yusuf karısının tedavisi için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaması için doktorlara emirler veriyordu. Züleyha’yı Gölyüzü’ne götürmek istiyordu. Uzun bir deniz seyahatinin karısının sıhhati için iyi olacağını düşünüyordu. Taşucu, Akdeniz kıyılarında işleyen küçük bir yük vapuru idi. Yusuf bu vapurla Züleyha’yı Silifke’ye on beş günlük bir deniz yolculuğu ile götürmeyi plânlamıştı. Züleyha kocasının bu isteğine razı olmuştu. Ancak Züleyha’nın hastahaneden çıkmaması gerekiyordu. Yusuf buna karşı çıkarak, karısını kucakladığı gibi Taşucu’na götürdü. Geminin, bir bacağı takma olan ihtiyar bir kaptanı vardı. Ayrıca güvertede beyaz bıyıklı, fakir kıyafetli bir ihtiyar daha bulunuyordu. Bu ihtiyar, geminin hususi doktoru Emin Bey idi. Züleyha bu halde bir insanın çalışmasına hayret etti. Vapur, Sirkeci açıklarında bir şamandıraya bağlı idi. Artık Gölyüzü’ne uzun bir deniz seyahati başlamıştı.

Yusuf’un bu seyahati yapmasının asıl amacı zaten soğuk bir insan olan Züleyha’nın yeni kasabalar, yeni insanlar görmesini sağlamaktı. Nitekim istedikleri yerde duruyorlar, durdukları yerleri geziyorlardı. Taşucu gemisi ile Tekirdağ’dan başlamak üzere, Marmara’nın büyük küçük hemen hemen bütün iskelelerine uğradılar. Marmara bittikten sonra Çanakkale Boğazı’na girilmişti. Çanakkale’de muharebe yerlerini bir gün boyunca gezdiler. Yusuf, Züleyha’ya Ali Osman Bey ile muharebede yaralandıkları yeri gösterdi. Züleyha bunlardan etkilenmişti.

Doktor Emin Bey fazla yaşlı olduğu için yolculuk ona yaramıyordu. Yolculuk sırasında hastalandı ve bu hastalığın sonucunda vefat etti. Züleyha onu sonradan çok sevmişti. Hatta ölünce ağladı. Taşucu gemisinin tayfasını Midilli, Sakız, Girit gibi adalardan gelen düşkünler oluşturuyordu. Bu düşkünler geminin eğlencelerini de düzenliyorlardı. Gemi artık Silifke’ye ulaşmıştı.

Bu seyahat sonucunda, Yusuf Züleyha’yı hiç bu kadar konuşurken görmemişti. Belki de bu deniz seyahati amacına ulaşmıştı. Resmî olarak ayrılmaları için iki ay kalmasına rağmen Züleyha ile Yusuf’un arası hiç bu kadar yakın olmamıştı. Yusuf ayrılmalarına rağmen Züleyha’nın hemen iyileşmesi için niçin bu deniz seyahatini yapmıştı ve resmî olarak ayrılma süreleri gelene kadar Züleyha’nın Gölyüzü’nde kalmasını istemişi. Yusuf buna cevap olarak, Züleyha’ya babasının askerlikte kendisine yaptığı iyilikleri ve fedakârlıkları söyledi.

Züleyha, çok sevdiği Gölyüzü’nde son günlerini yaşıyordu. Züleyha’nın ayrılma vakti gelmişti. Yusuf ile birlikte Mersin istasyonuna gittiler. Züleyha asla unutamayacağı deniz seyahati için Yusuf’a teşekkür etti. İstasyonda konuşurlarken ekspres gelmişti. Züleyha büyük bir üzüntüyle Yusuf ile vedalaşarak Mersin’den ayrıldı.



ROMANIN ANA FİKRİ:

Hayata küsmüş ve hasta olan insanları kazanmaya çalışalım. Her insan gibi onların da iletişime ihtiyaçları vardır.
ROMANDAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Züleyha: Konuşmayı sevmeyen ve kalabalık bir yerde bulunmak istemeyen, iyi eğitim görmüş, kültürlü bir insandır. Yusuf’un üç yıl süre boyunca karısı olmuştur.

Yusuf: Her bulunduğu yerin hakim ve sahibi kesilmek isteğinde bir erkekti. Sadece uşak, hizmetçiler değil, şahsiyet sahibi, belli başlı birtakım insanlar da ona itaat ederlerdi. Züleyha’nın kocasıdır.

Ali Osman Bey: Züleyha’nın babasıdır. Birçok muharebede komutanlık yapmıştır. Ailesini işinden dolayı çok az görürdü. Fedakâr bir askerdir.

Enise Hanım: Yusuf’un annesidir. Çiftlikte sade bir hayat yaşayan, geleneklere bağlı bir kadındır.

ROMAN HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Romanda birçok kişi, olay ve yer tasvir edilmiştir. Gemiyle yapılan yolculuk sırasında Yusuf ile Züleyha’nın ziyaret ettikleri yerler de anlatıldığı için bir gezi yazısı özelliği de taşımaktadır. Olaylarda ayrıntılara da önem verilmiştir.

ROMANIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:

REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956)

Çağdaş Türk edebiyatının oluşumunun öncülerinden olan Reşat Nuri Güntekin, roman, öykü ve oyunlarında toplumun farklı kesimlerinin sorunlarını dile getirmiş; yapıtlarıyla geniş kitlelere ulaşabilmiş biridir. Yarattığı etkileyici duyarlık evreniyle; toplumun moral değerlerinin gelişmesinde, yetişmekte olan yeni kuşakların duygu ve düşünce dünyalarının zenginleşmesinde yönlendirici olmuştur.

Reşat Nuri, 25 Kasım 1889′da İstanbul’da doğdu. Babası askerî doktor Nuri Bey’dir. İlköğrenimini Çanakkale İptidai Mektebi’nde yaptı. Çanakkale İdadisi’nde bir buçuk yıl okuduktan sonra, bir süre İzmir Frere’ler Okulu’na devam etti. Buradan tasdikname ile ayrıldı, sınavla girdiği İstanbul Darülfünun (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nde yüksek öğrenimini tamamladı (1912). Bursa Sultanîsi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı (1913). İstanbul Vefa ve Erenköy liselerindeki müdürlüğü sonrası (1916-1919); Kabataş, Galatasaray, İstanbul Erkek liseleriyle; Çamlıca ve Erenköy Kız liselerinde Türkçe, edebiyat, felsefe, eğitbilim, Fransızca dersleri okuttu (1919-1931). Millî Eğitim müfettişi oldu (1931-39). Bir dönem Çanakkale milletvekili seçildi (1939-43). Millî Eğitim başmüfettişliği (1947); Paris Kültür Ateşeliği ve öğrenci müfettişliği görevlerinde bulundu (1950). Ateşeliği sırasında, UNESCO’da Türkiye temsilciliği yaptı. Emekli olduktan sonra (1954), İstanbul Şehir Tiyatroları’nda edebi kurul üyeliğine getirildi. Kanser tedavisi için Londra’ya gitti. 7 Aralık 1956′da burada öldü. Karacaahmet Mezarlığı’na gömüldü.



Başlıca Yapıtları:



- Yeşil Gece

- Çalıkuşu

- Damga

- Eski Hastalık

- Yaprak Dökümü

- Kavak Yelleri

- Yaban

- Kavak Yelleri

 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
Kan Davası Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN
ROMANIN KONUSU:
Romanda Kurtuluş savaşı yılarındaki bir kan davası anlatılıyor.

ROMANIN ÖZETİ:
Kurtuluş Savaşı yıllarında sokak çocuğu olarak büyüyen ve bulundukları yerden işgaller yüzünden diyar diyar dolaşan ve en sonunda Çocuk Esirgeme Kurumunda büyüyen, okuyup öğretmen olan, öğretmenlik yaparken cepheye alınan ve hayatının büyük çoğunluğu cephelerde geçen Ömer adında bir öğretmenin başından geçen bir kan davasını anlatmaktadır.
Olay Bozova ilçeside geçmektedir.Ömer askere giderken daha önce buradan geçmiş ve dönüşte burada yaşamaya karar vermiş.Burada eskiden cephede tanıştığı Deli Murat lakaplı bir mühendisle birlikte yaşamaya başlar.Bozova’nın bir köyünde öğretmenlik yapmak için istekte bulunur,tayini Aşağı Sazan köyüne çıkar.Buraya gelgiği akşam bir soygun olayı olur ve bunu sokak çocuklarının yaptığı anlaşılır ve yakalanırlar ve bu çocuklar Yukarı Sazan köyünün gençleridir.Aşağı ve Yukarı Sazan köyleri arasında bir kan davası vardır.bunun üzerine Ömer öğretmeni ve okulu bulunmayan Yukarı Sazan köyünde çalışmaya ve çocukları da yannına almaya karar verir.

ROMANIN ANAFİKRİ
Bir kan davası olayını anlatıyor ve kan davasının iki dost köyün arasını nasıl açtığı ifade ediliyor.

ROMANDAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖMER : Sokak çocuğu olarak büyüyen ve öğretmen olan savaş başlayınca cepheye katılan bir karakterdir.
MURAT : Ömer’in cepheden tanıdığı bir mühendis
TOYGAR : İlçe doktoru.
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER

Kitabı okurken kan davasının ne kadar zarar verici ve insanların yaşamında derin yaralar açan bir gelenek olduğunu yazarın etkileyici anlatımı sayesinde hiç sıkılmadan öğrendim.

ROMANIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ

Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917’ de basılan Reşat Nuri, 1918’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu’ nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu’ nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri’ nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da ekledi.

Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar. 7 Aralık 1956’da İstanbul’da öldü.

 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
Kzlck Dallar zeti Reat Nuri GNTEKN

1.KTABIN KONUSU

Nadide Hanm’n yetim olarak konaa ald Glsm ve onun konak hayat boyunca bandan geenleri,maruz kald hakszlklar anlatan bir kitap.

3.KTABIN ANA FKR

nsanolunun ne kadar iki yzl olabileceini,ne yaparsanz yapn yaranamayacanz,menfaatlerin daima kiiliin nne getiini,vurdumduymazln,edepsizliin,fitne ve dedikoduculuun oluturduu salksz ilikilerin topluma verdii zararlar anlatyor.


2.KTABIN ZET

Nadide Hanm,Pendik istasyonunda Bolu’dan gelecek ortanca kzn bekliyordu.Nihayet Adapazar postas gelmi,Nadide Hanm’n misafirlerinden baka orta yal bir kyl ile iki ocuk inmiti.Belli ki adamm yola devam edecek paras yoktu.O gn akam Nadide Hanm’n evinin karsnda kamp kurmular,geceyi orada geirmeyi planlamlard.Nadide Hanm onlar grnce dayanamam eve almt. NadideHanm’n byk kz,yani lsm’n yannda evlatlk olarak kalabileceini ifade etmi ve bu teklif de yal adam tarafndan kabul grmt.Fakat Glsm,kk kardei smail’e inanlmayacak kadar balyd.Onu smail’den ayrmak imkansz gibi gzkyorsa da Glsmayrla katlanm,acsn bir iki gn iinde hazmetmiti.
Glsm evlatlk olarak alnd bu evde ,evin en knden en byne kadar herkes tarafndan horlanyor,her zaman sulu bulunuyor,azarlanyor,dvlyordu.Glsm ‘ kendi karlar dorultusunda kullanmalarna ramen o herkesin yardmna kouyordu.Her olayda her konumada smail’i anar bu da ev halkn skard.smail’e mektup yazabilmek iin okula gitmise de okuma yazma renememi;evdeki eskileri ona gndermek iin toplam,onunla grmek iin para biriktirmeye alm;fakat her defasnda baarsz olmutu.Aslnda Nadide Hanm,Glsm’ evin en kk ocuu Blent’e bakmas iin evlatlk edinmise de Glsm smail’den baka birey dnmyordu.Ona smail’i unutturmak iin Blent’in st ninesinin aklna bir fikir geldi.Glsm’e smail’in ldn syledi.Glsm birka gn alayp szladktan sonra onun acsn da gmmt yreine.Gercekten bu olaydan sonra Blent’e ilgi gstermeye balam,onun etrafnda pervane olmutu.ocuk Glsm’ o kadar ok seviyordu ki ne derse yapyordu.Seneler getike Blent Glsm’e ters davranmaya balad ve bir kaza sonucu Blent’in kolunun krlmasyla Glsm’den ayrdlar.
Glsm’n hayat ev ii yapmakla ve evdekilere yardm etmekle getii iin belli bir i renememiti.Byyp gen kz olan Glsm’n konakta geirdii yedi senelik hayat ona anlatmt ki:ne kadar kosa yeterli grlmeyecek ,daha fazla kosun diye dvlmeye devam edilecekti.Yenecek kzlck dallarnn yekunu degimeyecekse niye kendini bouna yormalyd.
Bu yaz yine Pendik’teydiler.Orada merhum Paa’nn olu st biraderi Cafer Bey’in olu Murat ile karlatlar.Murat’n kars verem olmu onu temiz hava almas iin Pendik’e sahil kenarna getirmilerdi.Ama kadnn durumu ciddiydi ve yaknda lecekti.Yani iki ocuklu Murat’n hali periand.Hasta ziyaretine giden Nadide Hanm Glsm’n hastann yannda kalmasn uygun buldu.Bu Glsm iin karlmaz bir frsatt.nk kafasn dinleyebilecekti.Hastann durumu arlatka Murat Bey st nine ile i birlii yapp Saniye’yi almak istiyordu.Kadn lrken Glsm’e :”Eer lrsem ve Saniye’yi Murat ile evlendirirlerse lm deine dsnler,evlatlarn grmesinler,benim gibi onlar da gznn nnde lsnler”dedi.
Kadnn lmesiyle konaa dnen Glsm,evlenme hazrl yapan ev halkna durumu anlatm ve olacaklar beklemeden evi terk etmiti.
Aradan seneler gemi Drdane karacierinden,Saniye apandisten,akir Bey kalp hastalndan lm ocuklarn herbiri bir tarafa datlmt.Nadide Hanm Ankara’da akrabalarnn yannda kalyordu.O gece elenmek iin dar kmlar,herkes tarafndan sevilen ve herkesin hayran olduu ,gzel kanto syleyen kk Glsm’ grdler.Evet kanan en st katndaki ocuk tiyatrosunun,yatak arafndan perdeler arasnda,svanm kollar,alamaktan boyalar birbirine karm yz ile kanto syleyen kk Glsm’d bu.

4.KTAPTAK OLAYLARIN VE AHISLARIN DEERLENDRLMES

Nadide Hanm:yi niyetli,en olmadk zamanda hi olmayacak ekilde bireyler karp zlen,kederli,vefasz,korkak bir karaktere sahip.

Glsm:Yalanc,edepsiz ve irret,nihayetsiz derecede yzsz ve haysiyetsiz,gayet fitne ve dedikoducudur.

Karamusallal stnine:Dinine bal,kendini sevdirmek ve saydrmak ilmini iyi bilen,arbal,orta yal bir kadn.

Saniye:Gzel,alml fakat hrndr.

Lala Tahir Aa:Yalanc,azardan utanmaz,nasihatlere aldrmaz,menfaat dkn bir kiilie sahiptir.

Murat:Zengin,duygulu,bo konuan,geveze bir kiilie sahiptir.

5.KTAP HAKKINDA AHS GRLER

Kitapta tek bir olay ve tek bir kii zerinde durulmas,olaylarn deimeden ayn boyutta devam etmesi,sade bir dilin kullanlmas,ilerleyen blmlerde ne olabileceinin nceden tahmin edilebilmesi,olay rgsnn geni tutulmamas,beklenen duygular yeterince karlyamamas okuyucuyu skmakta ve ilgiyi azaltmaktadr.

6.YAZAR HAKKINDA KISA BLG

25 Kasm 1889 tarihinde stanbul’da dodu. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi’ ni bitirdi (1912). Bursa’ da balad (1913) retmenlik hayatna eitli okullarda devam etti. Milli Eitim mfettii (1931), anakkale milletvekili (1933-43), Paris Kltr Ateesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi iin gittii Londra’ da ld. stanbul’ da Karacaahmet Mezarl’nda gml.Yaz hayatna Birinci Dnya Sava sonlarnda (1917) balayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917’ de baslan Reat Nuri, 1918’ de tiyatro eletiri ve aratrmalar yaymlarken bir yandan da hikayeler (air Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Byk Mecmua, 1919) yazyordu. alkuu’ nun Vakit gazetesinde tefrikasyla (1922) geni bir n kazand. ok hareketli bir eser olan alkuu’ nda Anadolu, ilk idealist ve aydn kz Feride’ ye kavutu, geni lde romana girdi. Bu roman az okumu ve aydn, iki snf da, doal ve canl diliyle kendine balad. Reat Nuri’ nin hemen btn romanlarnda dekor olarak tara kasaba ve ehirleri evre, tip, eitli problem ve grleriyle Anadolu atmosferi grlr. Romanlarnda sosyal ve hissi konular ileyen yazar, kk hikayelerinde bunlarn yanna mizah da ekledi
Yazd, evirdii, kitap biimine girmi veya dergi, gazete sayfalarnda, tiyatro repertuarlarnda kalm tm eserlerinin toplam yz bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandr, 7 tanesi hikaye kitab. Yazd, evirdii, uyarlad, oynanm, baslmadan kalm oyunlarnn says roman ve hikaye kitaplarnn saysn da aar. 7 Aralk 1956’da stanbul’da ld.

ESERLER:

Hikaye kitaplar: Tanr Misafiri (1927), Snm Yldzlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olaan ler (1930), vb.
Gezi yazlar: Anadolu Notlar (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966).
Oyunlar iinde en nlleri Balkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrda Ziyafeti (1955)’ dir. Btn eserleri lmnden sonra, ei tarafndan, bir klliyat halinde yeniden bastrld.
Romanlar: Gizli El (1922), alkuu (1922), Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1925), Akam Gnei (1926), Bir Kadn Dman (1927), Yeil Gece (1928),Acmak (1928), Yaprak Dkm (1930), Kzlck Dallar (1932), Gkyz (1935), Eski Hastalk (1938), Ate Gecesi (1942), Deirmen (1944), Miskinler Tekkesi (1946), Harabelerin iei (1953), Kavak Yelleri (1950), Son Snak (1961),Kan Davas (1955),
Hikaye Kitaplar: Tanr Misafiri (1927), Snm Yldzlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olaan ler (1930)
Gezi Yazlar: Anadolu Notlar (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966)
Oyunlar:Balkesir Muhasebecisi (1953), Tanrda Ziyafeti (1955)
HAKKINDA YAZILANLAR
Reat Nuri Gntekin Trkan Poyraz – Muazzez Albek (Ankara, 1957)
Reat Nuri Gntekin Hayat, sanat ve eserleri Muzaffer Uyguner (Varlk Yay;1967).
Romanyla Reat Nuri Gntekin brahim Zeki Burdurlu (zmir Eitim Ens. Yay., 1971)
Reat Nuri’nin Tiyatro ile lgili Makaleleri Prof.Dr.Kemal Yavuz Kltr Bakanl Y.
Reat Nuri Gntekin’ in Romanlarnda ahslar Dnyas Birol Emil (1984) adl doentlik tezi.

 
Üst