This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Efendim köyde bir yaşlı adam varmış.. Çok fakir.. Ama kral bile onu kıskanırmış.. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki.. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış..
"Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı"...
Zengin bir baba küçük oğlunu insanların ne kadar fakirolabileceğini göstermek için bir köye götürdü.
Çok fakir bir aile, çiftliğinde baba ve oğlunu bir gün boyunca ağırladı.
Yolculuktan dönerlerken baba oğluna sordu;
- İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?
- Evet! Gördüm baba...
Eski zamanların birinde, yaşlı ve çok zengin adamın, birbirinden zeki 3 oğlu varmış. Adam bir gün amansız bir hastalığa yakalanmış, vasiyetini açıklamak için oğullarını yanına çağırmış.
-Çocuklar, benim vaktim geldi. Ölüm döşeğinde size doğruları söylemek zorundayım: Bütün varlığımı...
İki hasta adam aynı hastane odasında kalıyordu.
Hastalardan birine akciğerlerindeki sıvının akması için öğleden sonraları bir saatliğine dik durmasına izin verilmişti.
Onun yatağı odadaki tek pencerenin yanındaydı.
Diğer hasta ise tüm gününü yatağında uzanarak geçirmek zorundaydı...
Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya...
Bir mescidde, zengin bir adamla bir derviş namaz
kılıyorlardı. Birbirlerine o kadar yakındılar ki,
okuduklarını ve dua ettiklerini duyabiliyorlardı. Derviş
namazını bitirdikten sonra ellerini açtı ve:
“Yâ Rabbi! Bugün beni şu şu yemeklerle ve şu çeşit
tatlılarla rızıklandır” diye dua etti...