Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Hicri Yeni Yılbaşı... Hayırlara Vesile Olsun...

MayıS

Sayfa Yöneticisi
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
51
Puanları
48




Hicri Yeni Yılınız Hayırlı Olsun

Hicri 1435 yılına giriyoruz. 2013 Hicri Yılbaşı 3 Kasım Pazar akşamı başlıyor 4 Kasım Pazartesi akşamı bitiyor. 3 Kasım 2013 Pazar günü Hicri takvime göre yılbaşı. Hicri takvime göre 1434 yılını geride bırakıp 1435 yılına gireceğiz.

Risale Ajans Ailesi olarak tüm okuyucularımızın Hicri yeni yılını tebrik ediyoruz. Bu vesileyle, aşağıdaki sorulala ilgili kısaca bilgi vermek istiyoruz;

- Hicri takvim nedir; ne zamandan beri uygulanmaktadır?



- Hicri yeni yılın ilk ayı olan Muharrem ayına özel bir ibadet var mıdır?



- Peygamberimiz yeni yılı nasıl karşılamıştır?



- Aşure günü nedir? Aşure gününe özel bir ibadet şekli var mıdır?



Hicri tarih, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Mekke'den Medine'ye hicretiyle başlar. Ancak takvim başlangıcı olarak bu tarih, Hz. Ömer devrinde kabul olunmuştur. Ondan önce arapların belli bir tarihi yoktu. Bazı önemli hadiseleri (Hz. İbrahim'in ateşe atılışı, Fil vakası vb.) tarihe başlangıç olarak gösteriyorlardı.



Hicretten on altı yıl sonra (638), dönemin halifesi Hz. Ömer'in emriyle Medine'de bir meclis toplanarak, tarih meselesine bir çözüm bulunması istendi. Hz. Ali'nin teklifi ve mecliste bulunanların kabulü ile Hz. Muhammed (a.s)'in hicreti, İslam tarihine başlangıcı ve Muharremin de bu yılın ilk ayı olması kararlaştırıldı. Böyle bir uygulamanın konulmasına sebep olarak şu iki husus gösterilmektedir.

Hz. Ömer devrinde ibraz edilen bir borç senedinde ödeme için vade tarihi olarak gösterilen Şaban ayının, geçen yılın mı yoksa gelecek yılın mı olduğu kestirilememişti. Ayrıca aynı dönemde Basra valisi olan Ebu Musa el-Eş'ari'den gelen bir yazıda; Hilafet makamından gönderilen kağıtların hangisi önce hangisi sonra olduğu ve hangisinin hükmüyle hareket edilmesi gerektiğinin bilinmediği cihetle, bu sorunun acilen halledilmesi isteniyordu. Bu nedenlerle Hicret İslam tarihine başlangıç teşkil etmişti.



Hicri-Kameri yıl, on iki aydır. İlk ayı olan Muharrem ile birlikte Receb, Zilkade ve Zilhicceye Araplar "eşhur'i hurum" adı verir ve bu aylarda savaştan ve her türlü şiddetten uzak dururlardı.



Hz. Muhammed (s.a.s), bu ayın dokuz, on ve on birinci günleri oruç tutmayı ashabına tavsiye etmişti. Peygamber Efendimiz buyurur ki: "Ramazan orucundan sonra, tutulan oruçların en faziletlisi Allah'a izafet ile şereflendirilen Muharrem ayındaki oruçtur" (Riyazü's-Salihin, II, 504). Diğer hadislerde, Muharrem ayının onuncu gününe rastlayan ve pek çok önemli olayın cereyan ettiği "Aşura günü'nde tutulan orucun, bir yıl önce işlenen hata ve günahların bağışlanmasına vesile olacağı müjdelenmiştir" (Riyazü's-Salihin, II, 509).



Emevilerin ikinci hükümdarı Yezid zamanında ve hicri 61/miladi 680 yılı Muharrem ayının onuncu cuma gününde vuku bulan Hz. Hüseyin'in şehadeti meselesinden dolayı Şiilerce o gün matem günü sayılmış ve bu matem daha sonraları geniş çapta ve resmi bir hüviyete bürünmüştür.



Aşura günü denilen Muharrem ayının onuncu gününde, tarihte pek çok önemli olayın meydana geldiği rivayet edilmektedir. Bunlar arasında şu olayları saymak mümkündür:


- Nuh (a.s)'un gemisinin tufandan kurtulup Cudi dağının tepesine oturması bu güne rastlar. Bilindiği gibi bu olay, Hz. Nuh'a inananların bir gemi vasıtasıyla kurtulduğu ve inkarcıların da bütünüyle yok olup gittiği bir olay olmuştu.


- Bunun yanında, Hz. Adem'in tevbesi,


- Hz. İbrahim'in ateşten kurtulması ve


- Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'a kavuşması bu güne rastlar.


- Öte yandan Muharrem ayının on altıncı günü Kudüs'ün kıble tayin edildiği ve


- On yedinci günde Fil ashabının geldiği gün olduğu nakledilenler arasındadır.



Muharrem ayının Osmanlılar devrinde de ayrı bir yeri vardı. Bu ay dolayısıyla şairlerin yazdığı ve "Muharremiye" adı verilen manzum şiirlerin sayısı oldukça kabarıktır. Ayrıca yeni sene başı olması hasebiyle bu ayda, devlet erkanı, padişahın huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik eder ve padişahın "Muharremiye" denilen hediyelerini alırlardı.



Muharrem ayı Osmanlı arşivlerinde "Muharremü'l-Haram" şekliyle geçmekte ve kısaca "mim" rumuzuyla gösterilmektedir. (Mefail HIZLI - Şamil İslam Ansiklopedisinden)





 

MayıS

Sayfa Yöneticisi
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
51
Puanları
48
Bugün (14 Ekim 2015 Çarşamba) müslüman aleminin kutsal günü Hicri Yılbaşı.Hicri Yılbaşı ayrıca Muharrem ayının başlangıcı oluyor.Bu mübarek günde ve Muharrem ayında hangi ibadetler yapılmalı ve hangi dualar okunmalı? Hicri Yılbaşı nasıl başlamıştır müslümanlar için neden önemlidir? Hicri Yılbaşı ve Muharrem ayı ile ilgili merak edilen tüm bilgilere haberimizden ulaşabilirsiniz...

HİCRİ YILBAŞI MÜSLÜMANLAR İÇİN MİLAT

Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicret, tarihte yeni bir sayfa açmıştır. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali’nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür.

Müslümanlar için bir milat olan hicret; Allah’a ve O’nun Kutlu Elçisi Rahmet Peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesi; hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yapılan yolculuktur.

Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü; Yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır. Öyle ki tebliğ hicreti doğurmuş, hicret ise tebliği yoğurmuştur. Kısaca hicret Müslümanlar için bir milattır.

Hicret, Allah yolunda fedakârlığın, yardımlaşmanın kardeşliğin zirvesidir..



AŞURE GÜNÜ NEDİR? AŞURE NASIL YAPILIR

Aşure… Muharrem ayının onuncu günü...Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…” (Müslim, “Sıyâm”, 202)

“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizî, “Savm”, 48)

Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte... Allah Rasulü Medine’ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiş... (Ahmed b. Hanbel, VI, 244)

Aşurenin içinde yer aldığı Muharrem ayı da, aynı zamanda Hz. Peygamber (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’den fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehid edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hadisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesi ile bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir.

Aşure paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesidir. Aşurenin bu mecazî anlamı toplumumuz için bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Milletimiz, asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün de; “farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları”, “birlik” gibi kültürümüzün özünde hep var olan güzellikleri devam ettirme bilinci ile birbirinden farklı tatları aynı kazanda kaynatıp, aşure aşı yapmaya, birlikte yaşamanın sembolünü tadarken muhabbeti paylaşmaya devam etmektedir.
AŞURE TARİFİ

Malzemeler

1 su bardağı aşurelik buğday
1 çay bardağı nohut
1 çay bardağı kuru fasulye
1 kahve fincanı pirinç
2 çay barağı süt
2,5 su bardağı tozşeker

Bir tutam tuz

1 kahve fincanı kuş üzümü
1 kahve fincanı kuru üzüm
1 portakalın rendelenmiş kabuğu

4 çorba kaşığı gül suyu
3 adet karanfil

Üzeri için

Kurutulmuş meyveler, ceviz içi, tarçın, kuru incir

Yapılışı: Kuru bakliyatları (buğday, nohut, kuru fasulye) yıkayıp ayrı kaplara aktarın. Üzerlerini geçecek kadar su ilave edin. En az 6 saat beklettikten sonra tekrar yıkayın. Nohut ile baklayı ve fasulyeleri ayrı tencerelerde haşlayın. Başka bir tencereye bol suda yıkanmış buğday ve pirinçler, rendelenmiş portakal kabuğu ve 7-8 bardak soğuk suyu aktarın. Pirinçler hafif yumuşayıncaya kadar haşlayın. Önceden haşlamış olduğunuz bakliyatları ilave edin. Birkaç dakika kaynatıp kuş üzümü ile çekirdeksiz kuru üzümü ekleyin. Şeker ve bir tutam tuzu ekleyip koyu bir muhallebi kıvamına gelene dek tencerenin ağzı açık kalacak şekilde ara sıra tahta bir kaşıkla karıştırarak pişirin. Bu arada bir çay bardağı suyun içinde karanfilleri ekleyip bir taşım kaynatıp 5 dakika kadar bekletin. Ocaktan aldığınız aşurenin içine karanfil aromalı suyu içine ekleyin. Gül suyunu arzu edenler de içine eklesin ve hemen kaselere paylaştırın. İstediğiniz şekilde süsleyip servis yapın. Bereketli olsun.

MUHARREM AYININ FAZİLETİ

Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adı ile Hayatın bütün safhasında olduğu gibi takvim safhasında da İslâm'ın belli bir tanzimi söz konusudur ve bu da dinin bütün esasları gibi vahiy ve nakle dayanmaktadır. Gerek âyet-i kerîmeler ve gerekse hadîs-i şerîflerin izahı ile İslâmi takvim ve ayların tayini açıklığa kavuşturulmuş ve İslâm'ın ana rükunlarından olan Oruç, Hac ve Zekat gibi ibadetler bu takvime bağlı kılınmıştır.

"Allâh-u Te'âlâ katında gökleri ve yeri yarattığı günden bu yana ayların sayısı on ikidir. Bu on iki aydan dördü (Receb-i Şerif, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayları) haram aylardır." (Tevbe Sûresi:36)
Hazreti Ebu Bekir (Radıyallâhu Anh)'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki zaman, dönüp dolaşıp Allâh-u Te'âlâ'nın gökleri ve yeri yarattığı gündeki halini almıştır. Sene on iki aydır. Bu on iki aydan dördü haramdır ki, üçü peş peşedir. Bunlar, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem'dir. Tek olan ay ise Cemadiyel Ahir ile Şaban arasındaki Mudar'ın (torunları olan Kureyş kabilesinin tazim ettiği) Receb-i Şerif ayıdır." (Buhari, Bedül Halk:2 No:3197; Müslim, Kasame:29; Ebu Davud No:1947; Ahmed İbn-i Hanbel, el-Müsned: 5/37; Beyhaki, Fedailül Evkat, No:1)

Muharrem ayı, âyet-i kerîme ile işaret edilen ve hadîs-i şerîfle de belirtilen dört haram aydan birisi ve İslâmi takvimin de ilk ayıdır. Muharrem ayı, kendisinde tutulan orucun ve yapılacak bir takım ibadetlerin özellikle teşvik edildiği aylardandır.

Hazreti Ebu Hureyre (Radıyallâhu Anh)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Ramazan ayının orucundan sonra en faziletli oruç Allâh-u Te'âlâ'nın ayı olan Muharrem ayındaki oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise gece yarısı kılınan teheccüd namazıdır." (Müslim, Sıyam:202; Ebu Davud, Savm:55; Tirmizi, Salât:324; Nesâî; Kıyamul Leyl:7)

Hadîs-i şerîfte Muharrem ayına Allâh-u Te'âlâ'nın ayı denilmesi, bu ayın şerefine işarettir. O yüzden bu ayda nafile ibadetlere ve oruçlara daha ziyade yönelmemiz lazımdır. Ayrıca bu ay içinde Hicri Yılbaşı ve Aşura Günü gibi önemli iki gün bulunmaktadır. Allâh-u Te'âlâ bu ayı ve içinde bulunan bu mübarek günleri en güzel şekilde idrak edip ihya edebilmeyi nasip eylesi (Âmin)
Âlimlerin görüşüne göre ibadetle geçirilmesi müstehap olan geceler on dört tanedir ki bunlardan bir kısmı da Muharrem ayının içindedirler.

Bu geceler Şunlardır:

1- Muharrem ayının ilk gecesi,
2- Muharrem ayının onuncu gecesi (Aşura gecesi),
3- Receb-i Şerif ayının ilk gecesi
4- Receb-i Şerif ayının orta gecesi (on beşinci gecesi),
5- Receb-i Şerif ayının yirmi yedinci gecesi (Mirac Gecesi)
6- Şaban-i Şerif ayının orta gecesi (on beşinci gecesi, yani Beraat Gecesi),
7- Ramazan-ı Şerif bayramı gecesi
8- Arefe gecesi (Zilhicce ayının dokuzuncu gecesi)
9- Kurban bayramı gecesi (Zilhicce ayının onuncu gecesi),
10- Ramazan-ı Şerif ayının yirmi birinci gecesi
11- Ramazan-ı Şerif ayının yirmi üçüncü gecesi
12- Ramazan-ı Şerif ayının yirmi beşinci gecesi
13- Ramazan-ı Şerif ayının yirmi yedinci gecesi
14- Ramazn-ı Şerif ayının yirmi dokuzuncu gecesi. (Abdulkadir-i Geylani, el-Gunye: 1/327)
Yine yedi gün vardır ki, bu günleri devamlı ibadetle geçirmek müstehap sayılmıştır.

Bu yedi gün şunlardır:

1- Arefe günü (Zilhicce ayının dokuzuncu günü),
2- Aşura günü (Muharrem ayının onuncu günü),
3- Şaban-i Şerif ayının on beşinci günü,
6- Kurban bayramı günü (Zilhicce ayının onuncu günü),
7- Teşrik günleri (Kurban bayramında teşrik tekbirleri getirilen günler), (Abdulkadir-i Geylani, el-Gunye: 1/328)
Senenin ilk ayı olan Muharrem ayında kendimizi yenilemeli, eski yılda işlediğimiz günahlar için tevbe etmeli, yeni yılda daha güzel ameller işlemek için de kendimizi motive etmeliyiz.

MUHARREM AYINDA TUTULACAK ORUÇLAR

Hazret Ali (Radıyallâhu anh)'dan rivayet edilmiştir:
Bir adam Hazreti Ali (Radıyalâhu anh)'a gelerek ona: "Ramazan-ı Şerif ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" diye sorar.

Bunun üzerine Hazreti Ali (Radıyallâhu Anh) şu cevabı verir:

"Ben bu soruyu Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimize soran kimseye rastlamıştım. Nihayet bir adam sordu. O zaman bende yanlarında idim. Dedi ki:

'Ey Allâh'ın Rasûlü! Ramazan-ı Şerif ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Bu soru üzerine Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz:

'Ramazn-ı Şerif dışında da oruç tutmak istersen Muharrem ayında tut. Çünkü o (Muharrem ayı), Allâh-u Te'âlâ'nın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, Allâh-u Te'âlâ o günde bir kavmin günahlarını affetti, bir başka kavmin günahını da affedecektir' diye buyurdular." (Tirmizi, Savm:40)

MUHARREM AYININ İLK GÜNÜ ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ

Hazreti İbn-i Abbas (Radıyallâhu Anhüma)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Her kim Zilhicce ayının son gününde ve Muharrem ayının ilk gününde oruç tutarsa o kimse, geçmiş seneyi oruçla tamamlamış ve gelecek seneye oruçla başlamış olur. Allâh-u Te'âlâ tutmuş olduğu bu orucu, elli senelik günahına keffaret kılar (tutmuş olduğu bu oruç sebebi ile elli senelik günahı bağışlanır.)" (Abdülkadir-i Geylani, El-Gunye: 2/316; Abdurrahman b. Yusuf, İmadül İslâm:386)

MUHARREM AYINDA PERŞEMBE, CUMA VE CUMARTESİ GÜNLERİ ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ

Hazreti İbn-i Abbas (Radıyallâhu Anhüma)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Her kim, herhangi bir haram ay içinde Perşembe, Cuma ve Cumartesi günü olmak üzere üç günü (peşpeşe) oruçlu geçirirse, kendisine (bu oruç karşılığında) iki sene, (diğer bir rivayette) yedi yüz sene (diğer bir rivayette de) dokuz yüz sene (nafile ibadet) sevabı verilir." (Taberani, el-Evsat:1810, 2/468; Deylemi, Müsnedül Firdevs: 5696, 4/66; Abdülkadir-i Geylani, el-Gunye: 1/325, Suyuti, ed-Dürrül Mensur: 4/185; İmam-ı Gazali, İhyau Ulumi'd Din: 1/281; Ali el Mütteki, Kenzul Ummal: 24173, 8/561; Heysemi, Mecmaüz Zevaid:3/191) Hazreti Enes (Radıyallâhu Anh)'dan rivayet edilmiştir:

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz buyurdu ki:

"Her kim Muharrem ayında Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri olmak üzere üç günü (peş peşe) oruçlu olarak geçirirse, o kimseye dokuz yüz sene (nafile) ibadet etmiş sevabı yazılır." (Safuri, Nüzhetül Mecalis: 1/156)
 
Üst