- Katılım
- 26 Ocak 2013
- Mesajlar
- 4,217
- Tepkime puanı
- 124
- Puanları
- 63
Yatakta hafifçe gerinerek, gözlerini açmadan gülümsemeye başladı.
Akşam uykuya dalarken düşlediği güzellikler içinde sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu.
Ve gözlerini açmadan yanaklarında pembe güller açmasının sebebi buydu.
Gözlerini açtığında yeni, taze bir güne uyanabildiği için “şükürler olsun” diye mırıldandı. Kendisine bir beş dakika daha yatakta kalma izni verdi.
Çünkü gün için kendini motive etmek, dua etmek istiyordu. Ve devam etti:
“Bugünü sevgiyle kucaklamaya hazırım.
Tüm güzellikleri görmeye, duymaya, hissetmeye, fark etmeye açığım.
Güzel ilişkilere, güzel işlere, sağlığa, bolluğa berekete açığım.
Tüm insanları, tüm canlıları, doğayı seviyorum.
Bana geleni sevgiyle kucaklıyorum.
Bakalım, bugün neler öğrenecek, neler fark edeceğim?
Bakalım, bugün kime ne katkı sağlayacak, yardım edeceğim? Günün güzelliklerini, bilgisini, mucizelerini merakla bekliyorum.” dedi ve yataktan kalkarak banyoya gitti.
Sonra aynada kendine gülümsedi. Dişlerini fırçalarken, saçlarını tararken, duş alırken kendine hizmet ettiğinin, bakım yaptığının farkındaydı.
Çünkü bu dünyada emanet aldığı bedenine çok iyi bakması gerektiğini biliyordu.
Hafif ama sağlıklı bir kahvaltı için kendine vakit ayırdı; çünkü buna değerdi.
Kendisinin herkes gibi değerli ve özel olduğunun farkındaydı.
Çok kıyafeti yoktu ama kendine yakışanı biliyordu, her zaman temiz ve uyumlu giyinirdi zaten.
İşe gitmek için kapıdan çıkarken adımını attığında olabilecek güzelliklerin merakı içindeydi.
Durakta beklerken ve otobüse binerken mümkün olduğu kadar çok insana gülümsedi ve “GÜLAYDIN” dedi. Kimi önemsendiği için gülümseyerek cevap verdi, kimi şaşkınlıkla öyle bakakaldı...
Evet, bir önceki yazımda sabah sabah nasıl da günü “günkaranlık” ile karşılanabildiğini yazmıştım. Şimdi de günü nasıl “gülaydın” ile karşılayabileceğimize bir örnek yazmak istedim. Tabii ki günlerce “günkaranlık” diye uyanmışsanız bir gün de “gülaydın” dediniz diye tüm dünyanız değişmeyecek.
Belki de değişecek; kim bilir? Ama güne GÜLAYDIN demeye devam ederseniz güllerin tohumlarını ekmeye başlarsınız.
Bir gün gelir tohumlar filizlenir, güller açar…
Diken de olacak elbet; kış, yazı; siyah, beyazı; çirkin, güzeli; diken, gülü anlamlı kılar...
GÜLAYDIN!
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu
Akşam uykuya dalarken düşlediği güzellikler içinde sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu.
Ve gözlerini açmadan yanaklarında pembe güller açmasının sebebi buydu.
Gözlerini açtığında yeni, taze bir güne uyanabildiği için “şükürler olsun” diye mırıldandı. Kendisine bir beş dakika daha yatakta kalma izni verdi.
Çünkü gün için kendini motive etmek, dua etmek istiyordu. Ve devam etti:
“Bugünü sevgiyle kucaklamaya hazırım.
Tüm güzellikleri görmeye, duymaya, hissetmeye, fark etmeye açığım.
Güzel ilişkilere, güzel işlere, sağlığa, bolluğa berekete açığım.
Tüm insanları, tüm canlıları, doğayı seviyorum.
Bana geleni sevgiyle kucaklıyorum.
Bakalım, bugün neler öğrenecek, neler fark edeceğim?
Bakalım, bugün kime ne katkı sağlayacak, yardım edeceğim? Günün güzelliklerini, bilgisini, mucizelerini merakla bekliyorum.” dedi ve yataktan kalkarak banyoya gitti.
Sonra aynada kendine gülümsedi. Dişlerini fırçalarken, saçlarını tararken, duş alırken kendine hizmet ettiğinin, bakım yaptığının farkındaydı.
Çünkü bu dünyada emanet aldığı bedenine çok iyi bakması gerektiğini biliyordu.
Hafif ama sağlıklı bir kahvaltı için kendine vakit ayırdı; çünkü buna değerdi.
Kendisinin herkes gibi değerli ve özel olduğunun farkındaydı.
Çok kıyafeti yoktu ama kendine yakışanı biliyordu, her zaman temiz ve uyumlu giyinirdi zaten.
İşe gitmek için kapıdan çıkarken adımını attığında olabilecek güzelliklerin merakı içindeydi.
Durakta beklerken ve otobüse binerken mümkün olduğu kadar çok insana gülümsedi ve “GÜLAYDIN” dedi. Kimi önemsendiği için gülümseyerek cevap verdi, kimi şaşkınlıkla öyle bakakaldı...
Evet, bir önceki yazımda sabah sabah nasıl da günü “günkaranlık” ile karşılanabildiğini yazmıştım. Şimdi de günü nasıl “gülaydın” ile karşılayabileceğimize bir örnek yazmak istedim. Tabii ki günlerce “günkaranlık” diye uyanmışsanız bir gün de “gülaydın” dediniz diye tüm dünyanız değişmeyecek.
Belki de değişecek; kim bilir? Ama güne GÜLAYDIN demeye devam ederseniz güllerin tohumlarını ekmeye başlarsınız.
Bir gün gelir tohumlar filizlenir, güller açar…
Diken de olacak elbet; kış, yazı; siyah, beyazı; çirkin, güzeli; diken, gülü anlamlı kılar...
GÜLAYDIN!
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu