Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Aşkı Memnu Özeti Halit Ziya UŞAKLIGİL

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
ROMANIN KONUSU: Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı (aşkı memnu) anlatan bir romandır.

· ROMANIN ÖZETİ: Olaylar Peyker ve Nihat Beyin evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter’in annesi Firdevs Hanım duldur ve Adnan Beye gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Bihter’den çok hoşlanmaktadır. Onunla evlenir. Adnan Bey varlıklı , asil bir aileden gelmiştir. Annesi bu evliliği hiç kaldıramaz. Bir gün toplanıp pikniğe giderler, bütün aile oradadır. Adnan Beyin yeğeni Behlûl Peyker’e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlı birisidir. Behlûl Bihter’e göz koyar. Ondan çok hoşlanır, onun fiziki görünüşü Behlûl’u çıldırtma seviyesine getirir. Bihter’in kendisinden hoşlanmasını sağlar ve o günden sonra her gece beraber olurlar. Behlûl ve Bihter’in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlûlle evlenmeyi düşünmektedir. Nihal’in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi hayatını yıkmıştır. Adnan Beyin bu olayı öğrenmesiyle her şey değişir. Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.

· ROMANIN ANA FİKRİ: Yasak bir aşk bir ailenin yıkımına neden olabilir, gerçekleri zamanında farketmek sevdiklerinin daha fazla üzülmesini engeller.

· KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bihter: Düzgün bir fiziğe sahip, çok güzel, erkekleri kolayca elde edebilen cazibeli bir kadındır. Annesine karşı kin beslemektedir. Adnan Bey: Bihter’in kocasıdır. Orta yaşlı, varlıklı, iki çocuk babası, asil bir ailenin tek çocuğudur. Nihal: Adnan Bey’in kızı. Zeki, güzel ve çalışkan bir kişiliğe sahiptir.Behlûl’e ilgi duymaktadır. Annesinin ölümü onu derinden etkilemiştir. Behlûl: Adnan Bey’in yeğenidir. Kadınlara karşı özel bir ilgisi vardır. Bu onda bir zaafiyet haline gelmiştir.

· KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Kitaptaki olaylar belirli ve düzgün bir sıra izlediği için okuyucuda bir heyecan uyandırıyor ve kitaba bir sürükleyicilik kazandırıyor. Kitapta kişilerin ruhi ve psikolojik tasvirlerine yer verilmiştir. Ancak kitabın dilinde düzeltme olması itibariyle yalın ve sade bir hale getirilmiştir. Fazla yabancı kelimelere yer verilmemiştir. Kitap yazıldığı dönemin insan ve aile ilişkilerini aynen yansıtmaktadır.
ROMANIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL Edebiyatımızın en önemli yazarlarından Halit Ziya Uşaklıgil, 1866 yılında İstanbul’da doğmuştu. Bir süre Fatih Askeri Rüştiyesi’nde okudu. 1896 yılında döndüğü İstanbul’da -dönemin etkin edebiyat hareketi olan- Servet-i Fünun topluluğuna katıldı. Meşrutiyet’in ilanından sonra bir süre Darülfünün’da Batı edebiyatı dersleri veren Uşaklıgil, hükümet tarafından yurtdışı hizmetlere gönderildi. Halit Ziya, 1945 yılında yine İstanbul’da öldü. Çoğu edebiyat incelemecisi tarafından Türk romanının – gerçek anlamda- miladı kabul edilir Halit Ziya. Onun başyapıtı “Aşk-ı Memnu” ise bugün bile roman tekniği açısından aşılmış değildir. Halit Ziya, 150’den fazla hikaye ile altı romana imza atmış, tiyatro, şiir, hatıra, makale ve çevirileriyle arkasında altmış kadar kitap bırakmıştır. Başlıca eserleri: Mai ve Siyah, Aşka Dair, Bir Ölünün Defteri, Aşk-ı Memnu, Ferdi ve Şürekası ve Hepsinden Acı.


 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
İhtiyar Dost Özeti Halit Ziya UŞAKLIGİL

KİTABIN KONUSU:

“İhtiyar dost” adlı eser Halit Ziya’nın önemi oranında tanınmamış eserlerindendir. Eser hem hikayeyi hem makaleyi andırmaktadır . Kitap bir çok bölümden meydana geldiği için bir tek konusu, belirli bir ana fikri bulunmamaktadır.



KİTAP ÖZETİ:

AĞAÇ KURDU

Bu bölümde yazar, ikinci meşrutiyetten sonra ortaya çıkmış bazı devlet ve toplum sorunlarından bahsetmektedir.

Yazar, devletin her ortamda, her şartta aksaksız görevini yerine getiren bir değirmen gibi görevini ifa etmesi gerktiğini, toplumda çıkan görüş ayrıklarından etkilenmemesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yazarın bu bölümde ençok üzerinde durduğu mesele, şu anda da toplumumuza musallat olmuş ahlaki yapıdaki çatırtılardır.

Toplumu bir ağaca benzetmiştir. Nasıl bir ağacın köklerine ve bedenine, musallat olmuş kurtlar, o ağacı yer, kurutur ve birgün küçük bir esintiyle devrilip gitmesine sebep olur, tıpkı bunun gibi, toplumun can damarına, gençliğine musallat olmuş, ahlaksızlık belasıda toplumu yer, kurutur ve yıkılmasına sebep olur.

Yazar bu konuyu kendi üslubu içinde anlatmıştır.

KAHVE BEKLERKEN

Bu bölümde yazar , toplumun direği olan gençliğin, toplumun kokuşup gitmesine sebep olabileceğini “ağaç kurdu” bölümüne parelel olarak anlatmış ve bununsebeplerini anlatmıştır.

“Geçmişini inkar etmek”. Yazar geçmişini inkar eden bir toplumun yaşayamayacağını vurgulamış, hatta o toplumu ölü kabul ettigini belirtmiştir. Bu inkarın en büyük sebebi olarakta; bilgilerin, yanlış bir noktadan, bozuk bir yönden yansınış olan bilgiler olduğunu söylemiştir.

“Geçmiş ve gelecek aynı ömür kitabının iki sayfasıdır; birini yırtmak ötekini tamamlanmamış halde bırrakmak demektir.Hele ikincisini yazmak isteyenler, birincisini okumamış-görmemiş bulunurlarsa, yazacakları şey asılsız-temelsiz boş uydurma masallardan başka birşey değildir. Bu ömür kitabının ilk sayfası ne kadar hatalarla dolu olursa olsun, hiç bir şey onu kendisinden sonra gelen sayfanın başlangıcı olmaktan alıkoyamaz “.

Yazar bu kendine has ifadeleriyle güzel bir noktaya değinmiş ve aynı zamanda geçmişimizi öğrenmemiz konusuna dikkat çekmiştir

NOT:Yazılanlar kitabın bölümlerinden sadece ikisidir.

KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Kitabın baş şahısları ihtiyar Dost ve yazardır.

İhtiyar Dost; aslında yazarın ta kendisidir. Yazar, kendi kişiliğini, duygularını, ihtiyar dostuna yüklemiş ve en önemlisi benliği ile bu hayali dostunu yaratmıştır. Yazar kendisini, duygularını düşüncelerini ve hayattan beklentilerini ihtiyar dostunun diliyle anlatmıştır.

ESERLERİ:

Solgun Demet Aşk-ı Memnu Bir hikaye- Sevda Saray Ve Ötesi Nemide Mai ve Siyah Kırk Yıl Kırık Hayaller Kadın Pençesi Hepsinden Acı Ferdi Ve Şürekası, Bir ölünün Defteri Bir şiir- i Hayal

 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
İzmir Hikayeleri Özeti Halit Ziya Uşaklıgil
1.KİTABIN KONUSU: Yazar bu kitabını, ömrünün son yıllarında yaşadığı olayları hatırlamak maksadıyla yazmıştır.

2.KİTABIN ÖZETİ:’’İzmir Hikayeleri’’eski izmirin buram buram kokan havası, kenar köşe semtleri, oraların her sınıftan ve hertipten insanları, o döneminyaşam ortamını , gelenek ve görenekleri, kısacası bir zaman kesitinin İzmir folkloru , örnekleriyle , zengin bir kaynak halinde anlatılmaktadır.

3.KİTABIN ANA FİKRİ:Yazarın geçmiş yaşantısını hatırlamak maksadıyla yazdığı anısal öykülerdir.

4.KİTPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:Kitaptaki olaylar tamamen halk yaşantısından alınmıştır.Kitabın kahramanları ise yine olaylarda olduğu gibi tamamen halk içerisinde yaşayan normal halk insanlardan seçilmiştir.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:Kitapokunmaya başlandığında kitabın önemli bir özerlliği göze çarpıyor .Bu kitaptaki kahramanların hemen hepsi geniş, yaygın ve basit halk yığınları arasından seçilip alınmış oluşudur.Kitapta göze çarpan bir diğer özellik ise onun buradaki yazılarında süsten ve sanat kagısından çok , bunlardan soyutlanmış bir dil ve anlatımı vardır.Yani yazar bu kitabında tmamen halkın içinden seçtiği olayları sade bir şekilde yazmıştır.

6.YAZARIN HAYATI HAKKINDA KISA BİLGİ:Servet-I Fünun romancılarından.İstanbulda doğdu .1884’te ’Nevruz’ gazetesini , daha sonra ’Hizmet’ ve ’Ahenk’ gazetelerini kurdu.Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Arapça ve Farsça bilirdi.150’den fazla hikayesi vardır.

 

*selma*

New member
Katılım
7 Şub 2013
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kırık Hayatlar Özeti Halit Ziya Uşaklıgil1.KİTABIN KONUSU Kitaptaki olaylar Osmanlı’nın son döneminde geçmektedir.Osmanlı’nın son döneminde Türk halkında batıya karşı körü körüne bir özenti oluşur.Batıdan alınması gereken teknoloji, ilim, bilim değilde; bizim yaşantımıza ters düşen kültürü taklit edilir.Özellikle İstanbul’da zengin diye nitelendirilen ve kendilerini halkdan daha üstün gören bir gurup, kendilerine batıda yapılan çılgın eğlenceleri örnek alıp, hemen her yerde görgüsüzce eğlenmeye çalışıyorlardı.Bu durum özellikle Türk aile yapısına aykırıydı ve bunun sonucu olarak bu tabakada aile bağları iyice zayıflamış hatta kopmuştu.Çirkeflik başını almış gidiyordu. Eşler birbirine sadık kalmıyor, hatta eşini aldatmak, ailesine bağlı kalmamak bir başarı olarak görülüyordu.Kitap o günün bu acı tablosunu çok güzel bir şekilde anlatıyor.

2.KİTABIN ÖZETİ
Ömer Behiç yıllardır hayalindeki eve nihayet kavuşmuştu.Yatılı okulda okuduğu yıllarda hayal ettiği sıcak yuvasın a kavuşmak için çok beklemişti.Bu gün onun en büyük hayaline kavuştuğu gündü.

Ömer Behiç bir doktordur.Ailesi onun siyasal okuyup önemli bir memur olarak devlet dairesinde çalışmasını istiyordu. Böylece onun hayatını kurtaracağını düşünüyorlardı. Fakat o ailesinden gizli olarak tıbbiyenin sınavlarına girer ve kazandığı gün gelir, ailesine haber verir.Bundan sonra ailesi de onun seçimini kabul etmek zorunda kalır.Okulda çok başarılı bir öğrencidir. Geçmişinden gelen eziklikten dolayı pek sosyal bir insan değildir.Arkadaşları onu inek diye nitelendirir. Onu sosyal etkinliklere katılmaya ikna edebilen tek kişi vardır.O da arkadaşlarının tabiri ile ‘Piç Bekir’dir.Okulun son senesinde Ömer Behiç Babasını kaybeder.Okul bittikten sonra Fransa’ya master yapmaya gider. Burada iken de annesini kaybeder.Ona artık sahip çıkacak kimse yoktur.Fransa’da fakirlik içinde zorlukla eğitimini devam ettirir.Nihayet Fransa’daki eğitimini bitirip İstanbul’a geri döner.Halası artık onun evlenmesi gerektiğini düşünür ve onun için Vedide’yi istemeye giderler. Ömer Behiç Vedide’yi ilk gördüğü anda ona vurulur.Vedide el değmemiş, ailesi zengin olmasına rağmen İstanbul’un o karmaşık eğlence haytına dalmamış bir kızdır.Bu tanışmanın sonu evlilikle biter.O şimdi hayallerine karısını da eklemiştir.İşte bu gün sekiz yıllık arkadaşı ile ortak hayalleri gerçekleşmiştir.

Ömer Behiç evinin bir bölümünü de muayenehane olarak da kullanmaktadır. Burada birçok zengin hastalarını tedavi etmesinin yanında da fakir hastaları da ücretsiz tedavi etmektedir.Bu mutlu günlerinde karısı ilr birlikte etraflarındaki kötü olayları düşünüp, bu olayların kendi ailelerinin başına gelmemesi için de dua etmektedirler.irler.

Ömer Behiç bir gün yolda eski bir arkadaşına rastlar.Bu doktor arkadaşı İstanbul sosyetesinde çaplıkınlıkları ile ünlü ve bundan büyük gurur duyan bir şahıstır.Tabiki bu Piç Bekir’den başkası değildir.Karşılaştıkları günden itibaren Bekir Servet ile sık sık görüşmeye başlarlar.Bekir ona hovardalıklarını anlattıkça Ömer Behiç ona çok acımaktadır.Son zamanlarda Bekir Servet İstanbul’da zenginliği ile ve çapkınlığı ile tanınan bir ailenin uçarı kızı olan Nebile ile aşk yaşamaktadır.Bir gün Bekir Servet, Ömer Behiç’e bir hastasını bakması için daha doğrusu ondan görüş almak için rica eder.Gittikleri ev Nebile’nin evidir.Nebile rahat tavırları ile Ömer Behiç’I oldukça şaşırtmıştır.Bekir Servet ile Nebile onun karşışında Aşk oyunları yapmaktan geri kalmamışlardır.İşleri bitip çıkarken Nebile’nin küçük kardeşi Neyyir ortaya çıkar.Ömer Behiç onu görür görmez içinde fırtınalar kopar, eve geldiğinde hâlâ onu düşünmektedir. Bir süre sonra Neyyir hasta olduğu bahanesi ile Ömer Behiç’i eve çağırır.Kontrol sırasında çok yakınlaşırlar ve Neyyir’in çıplak vücuduna dokunan Ömer Behiç, ona daha da vurulur.Kız ona bir adres verir ve orada buluşmalarında herşeyin daha farklı olacağını söyler.Böylece yasaklı aşk başlar. Bu sırada Bekir Servet Müzzan isimli dul bir kadına aşık olur ve onunla evlenip geçmişine bir sünger çeker.Bu durumda Ömer Behiç yasak aşkını arkadaşı ile dahi paylaşamaz.

Kara bulutlar ailenin başındadır.Ömer Behiç’in iki lızı vardır.Küçük olan kızlarının eski bir hastalığı tekrar başlar.Çocuk günden güne erir ve doktorlar bir çare bulamazlar.Ömer Behiç’in yasak aşk cephesi de kötü geçmektedir.Neyyir zengin biri ile evlenma hazırlıklarına başlar.Fakat ilişkileri hâlâ sürmektedir.Bu kötü olaylar Ömer Behiç’I harap eder. Neyyir’in etkisi ile ailesini hatta hasta kızını ihmal eder.Karısı ise bu yasak aşktan haberdar olmuştur bile.Aynı evde iki yabancı gibidirler.Küçük kızlar kısa bir süre sonra vefat eder.Vedide iyice kendi iç âlemine dalar.Tüm gün odasına çekilip, namaz kılıp, kur’an okumaya başlar.Bu sırada Neyyir de evlenmiş fakat yasak aşkını hâlâ sürdürmek istemektedir.Ömer Behiç onun her teklifini geri çevirir.Neyyir’in son mesajında onu son defa olarak görmek isteidği yazmaktadır.Ömer Behiç bunu kabul eder.Fakat onu görünce tekrar bu ilişkinin başlamasından da korkmaktadır.Tam Neyyir’in yalısına giderken karar değiştirip kızının mezarına gider.Yaptığı herşeye pişman olur ve mezarın başında saatlerce ağlar.Acele ile evine geri döner.Hızla Vedide’nin odasına dalar.Vedide her zamanki gibi seccadesinin üstündedir.Çok eskiden olduğu gibi başını melek karısının dizlerine koyup ağlamaya başlar. Vedide ilk önce tepki vermez, daha sonra ise sıcak göz yaşlari Ömer Behiç’in yüzüne damlamaya başlar.Karı-koca birbirlerine sarılıp ağlamaya başlarlar.Ömer Behiç bir şeyi daha yeni farkeder.Vedide’nin simsiyah olan lüle lüle saçaları çoktan ağarmıştır…

3.KİTABIN ANA FİKRİKendi kültürüne sahip çıkmayan, diğer toplumları körükörüne taklit eden toplumlar yozlaşmaya ve mutsuz yaşamaya mahkûmdurlar.

4.KİTAPTAKİ ŞAHISLARINDEĞERLENDİRİLMESİ
Ömer Behiç:Kültürlü,birşeyler öğrenme arzusu ile yanan, idealist olmayan bir kişidir.

Vedide:Ailesi için herşeyini feda edebilecek kültürlü, iyi yetişmiş bir annedir.

Bekir Servet:Hayatı günü gününe yaşayan, kadınlara gereken değeri vermeyen, çapkın bir İstanbul beyefendisidir.

Neyyir:Minyon tipli, karşısındakini kendine bağlamayı çok iyi başaran, güzel, fakat Türk aile toplumuna aykırı bir yaşantısı olan bir genç kızdır.

Nebile:Kardeşine göre biraz daha şişman olan ve kardeşi kadar etkileyici olmayan, yaşantısı kardeşi gibi olan bir genç kızdır.

5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitaptaki olaylar o kadar güzel işlenmiş ki okuyucu sanki olayları kendi yaşıyormuş gibi hissediyor.Hatta kendim okurken olayalrı kendimi o kadar kaptırmış oluyordum ki, roman kahramanlarına kendi kendime bağırıp çağırıyordum.Kitap o günkü yaşantıyı ve çevreyi çok güzel tasvir ediyor.Ama bu tasvir sırasında süslü sözlere çok yer verdiği oluyor.Dili ağır olan bir kitaptır.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Halid Ziya UŞAKLIGİL (1866-1945)

Srevet-i Fünun romancılarından, İstanbul’da doğdu ve yine bu şehirde öldü.İlk tahsilinden sonra Fatih Askeri Rüştiyesi’ne gitti ve 17 yaşında okuldan ayrıldı.1884’te ‘Nevruz’ gazetesini, daha sonra ’Hizmet’ ve ‘Ahenk’ gazetelerini kurdu.İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı.İdadi’de Türk Edebiyatı dersi okuttu.Reji Müdürlüğü başkatibi oldu.Servet-I Fünun dergisine girdi ve en büyük romanları burada yayımlandı.Kitaplaarındaki kişileri her zaman gerçek hayattan seçmiştir..Fransızca,İngilizce,İtalyanca, Almanca, Arapça ‘da birçok eserleri vardır.Her konuda eserleri vardır.

 

*selma*

New member
Katılım
7 Şub 2013
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kırık Hayatlar Özeti Halit Ziya Uşaklıgil
1.KİTABIN KONUSU
Kitaptaki olaylar Osmanlı’nın son döneminde geçmektedir.Osmanlı’nın son döneminde Türk halkında batıya karşı körü körüne bir özenti oluşur.Batıdan alınması gereken teknoloji, ilim, bilim değilde; bizim yaşantımıza ters düşen kültürü taklit edilir.Özellikle İstanbul’da zengin diye nitelendirilen ve kendilerini halkdan daha üstün gören bir gurup, kendilerine batıda yapılan çılgın eğlenceleri örnek alıp, hemen her yerde görgüsüzce eğlenmeye çalışıyorlardı.Bu durum özellikle Türk aile yapısına aykırıydı ve bunun sonucu olarak bu tabakada aile bağları iyice zayıflamış hatta kopmuştu.Çirkeflik başını almış gidiyordu. Eşler birbirine sadık kalmıyor, hatta eşini aldatmak, ailesine bağlı kalmamak bir başarı olarak görülüyordu.Kitap o günün bu acı tablosunu çok güzel bir şekilde anlatıyor.

2.KİTABIN ÖZETİ
Ömer Behiç yıllardır hayalindeki eve nihayet kavuşmuştu.Yatılı okulda okuduğu yıllarda hayal ettiği sıcak yuvasın a kavuşmak için çok beklemişti.Bu gün onun en büyük hayaline kavuştuğu gündü.

Ömer Behiç bir doktordur.Ailesi onun siyasal okuyup önemli bir memur olarak devlet dairesinde çalışmasını istiyordu. Böylece onun hayatını kurtaracağını düşünüyorlardı. Fakat o ailesinden gizli olarak tıbbiyenin sınavlarına girer ve kazandığı gün gelir, ailesine haber verir.Bundan sonra ailesi de onun seçimini kabul etmek zorunda kalır.Okulda çok başarılı bir öğrencidir. Geçmişinden gelen eziklikten dolayı pek sosyal bir insan değildir.Arkadaşları onu inek diye nitelendirir. Onu sosyal etkinliklere katılmaya ikna edebilen tek kişi vardır.O da arkadaşlarının tabiri ile ‘Piç Bekir’dir.Okulun son senesinde Ömer Behiç Babasını kaybeder.Okul bittikten sonra Fransa’ya master yapmaya gider. Burada iken de annesini kaybeder.Ona artık sahip çıkacak kimse yoktur.Fransa’da fakirlik içinde zorlukla eğitimini devam ettirir.Nihayet Fransa’daki eğitimini bitirip İstanbul’a geri döner.Halası artık onun evlenmesi gerektiğini düşünür ve onun için Vedide’yi istemeye giderler. Ömer Behiç Vedide’yi ilk gördüğü anda ona vurulur.Vedide el değmemiş, ailesi zengin olmasına rağmen İstanbul’un o karmaşık eğlence haytına dalmamış bir kızdır.Bu tanışmanın sonu evlilikle biter.O şimdi hayallerine karısını da eklemiştir.İşte bu gün sekiz yıllık arkadaşı ile ortak hayalleri gerçekleşmiştir.

Ömer Behiç evinin bir bölümünü de muayenehane olarak da kullanmaktadır. Burada birçok zengin hastalarını tedavi etmesinin yanında da fakir hastaları da ücretsiz tedavi etmektedir.Bu mutlu günlerinde karısı ilr birlikte etraflarındaki kötü olayları düşünüp, bu olayların kendi ailelerinin başına gelmemesi için de dua etmektedirler.irler.

Ömer Behiç bir gün yolda eski bir arkadaşına rastlar.Bu doktor arkadaşı İstanbul sosyetesinde çaplıkınlıkları ile ünlü ve bundan büyük gurur duyan bir şahıstır.Tabiki bu Piç Bekir’den başkası değildir.Karşılaştıkları günden itibaren Bekir Servet ile sık sık görüşmeye başlarlar.Bekir ona hovardalıklarını anlattıkça Ömer Behiç ona çok acımaktadır.Son zamanlarda Bekir Servet İstanbul’da zenginliği ile ve çapkınlığı ile tanınan bir ailenin uçarı kızı olan Nebile ile aşk yaşamaktadır.Bir gün Bekir Servet, Ömer Behiç’e bir hastasını bakması için daha doğrusu ondan görüş almak için rica eder.Gittikleri ev Nebile’nin evidir.Nebile rahat tavırları ile Ömer Behiç’I oldukça şaşırtmıştır.Bekir Servet ile Nebile onun karşışında Aşk oyunları yapmaktan geri kalmamışlardır.İşleri bitip çıkarken Nebile’nin küçük kardeşi Neyyir ortaya çıkar.Ömer Behiç onu görür görmez içinde fırtınalar kopar, eve geldiğinde hâlâ onu düşünmektedir. Bir süre sonra Neyyir hasta olduğu bahanesi ile Ömer Behiç’i eve çağırır.Kontrol sırasında çok yakınlaşırlar ve Neyyir’in çıplak vücuduna dokunan Ömer Behiç, ona daha da vurulur.Kız ona bir adres verir ve orada buluşmalarında herşeyin daha farklı olacağını söyler.Böylece yasaklı aşk başlar. Bu sırada Bekir Servet Müzzan isimli dul bir kadına aşık olur ve onunla evlenip geçmişine bir sünger çeker.Bu durumda Ömer Behiç yasak aşkını arkadaşı ile dahi paylaşamaz.

Kara bulutlar ailenin başındadır.Ömer Behiç’in iki lızı vardır.Küçük olan kızlarının eski bir hastalığı tekrar başlar.Çocuk günden güne erir ve doktorlar bir çare bulamazlar.Ömer Behiç’in yasak aşk cephesi de kötü geçmektedir.Neyyir zengin biri ile evlenma hazırlıklarına başlar.Fakat ilişkileri hâlâ sürmektedir.Bu kötü olaylar Ömer Behiç’I harap eder. Neyyir’in etkisi ile ailesini hatta hasta kızını ihmal eder.Karısı ise bu yasak aşktan haberdar olmuştur bile.Aynı evde iki yabancı gibidirler.Küçük kızlar kısa bir süre sonra vefat eder.Vedide iyice kendi iç âlemine dalar.Tüm gün odasına çekilip, namaz kılıp, kur’an okumaya başlar.Bu sırada Neyyir de evlenmiş fakat yasak aşkını hâlâ sürdürmek istemektedir.Ömer Behiç onun her teklifini geri çevirir.Neyyir’in son mesajında onu son defa olarak görmek isteidği yazmaktadır.Ömer Behiç bunu kabul eder.Fakat onu görünce tekrar bu ilişkinin başlamasından da korkmaktadır.Tam Neyyir’in yalısına giderken karar değiştirip kızının mezarına gider.Yaptığı herşeye pişman olur ve mezarın başında saatlerce ağlar.Acele ile evine geri döner.Hızla Vedide’nin odasına dalar.Vedide her zamanki gibi seccadesinin üstündedir.Çok eskiden olduğu gibi başını melek karısının dizlerine koyup ağlamaya başlar. Vedide ilk önce tepki vermez, daha sonra ise sıcak göz yaşlari Ömer Behiç’in yüzüne damlamaya başlar.Karı-koca birbirlerine sarılıp ağlamaya başlarlar.Ömer Behiç bir şeyi daha yeni farkeder.Vedide’nin simsiyah olan lüle lüle saçaları çoktan ağarmıştır…

3.KİTABIN ANA FİKRİKendi kültürüne sahip çıkmayan, diğer toplumları körükörüne taklit eden toplumlar yozlaşmaya ve mutsuz yaşamaya mahkûmdurlar.

4.KİTAPTAKİ ŞAHISLARINDEĞERLENDİRİLMESİ
Ömer Behiç:Kültürlü,birşeyler öğrenme arzusu ile yanan, idealist olmayan bir kişidir.

Vedide:Ailesi için herşeyini feda edebilecek kültürlü, iyi yetişmiş bir annedir.

Bekir Servet:Hayatı günü gününe yaşayan, kadınlara gereken değeri vermeyen, çapkın bir İstanbul beyefendisidir.

Neyyir:Minyon tipli, karşısındakini kendine bağlamayı çok iyi başaran, güzel, fakat Türk aile toplumuna aykırı bir yaşantısı olan bir genç kızdır.

Nebile:Kardeşine göre biraz daha şişman olan ve kardeşi kadar etkileyici olmayan, yaşantısı kardeşi gibi olan bir genç kızdır.

5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitaptaki olaylar o kadar güzel işlenmiş ki okuyucu sanki olayları kendi yaşıyormuş gibi hissediyor.Hatta kendim okurken olayalrı kendimi o kadar kaptırmış oluyordum ki, roman kahramanlarına kendi kendime bağırıp çağırıyordum.Kitap o günkü yaşantıyı ve çevreyi çok güzel tasvir ediyor.Ama bu tasvir sırasında süslü sözlere çok yer verdiği oluyor.Dili ağır olan bir kitaptır.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Halid Ziya UŞAKLIGİL (1866-1945)

Srevet-i Fünun romancılarından, İstanbul’da doğdu ve yine bu şehirde öldü.İlk tahsilinden sonra Fatih Askeri Rüştiyesi’ne gitti ve 17 yaşında okuldan ayrıldı.1884’te ‘Nevruz’ gazetesini, daha sonra ’Hizmet’ ve ‘Ahenk’ gazetelerini kurdu.İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı.İdadi’de Türk Edebiyatı dersi okuttu.Reji Müdürlüğü başkatibi oldu.Servet-I Fünun dergisine girdi ve en büyük romanları burada yayımlandı.Kitaplaarındaki kişileri her zaman gerçek hayattan seçmiştir..Fransızca,İngilizce,İtalyanca, Almanca, Arapça ‘da birçok eserleri vardır.Her konuda eserleri vardır.

 

Şehrazat

New member
Katılım
5 Eyl 2013
Mesajlar
281
Tepkime puanı
3
Puanları
0
iyi bir yazar tüm kitapları güzeldir eminim paylaşım adına tşklr
 
Üst