Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Televizyon gerçek değildir - Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter

" W£L!K£ "

BurDa LAf ÇoK
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
3,726
Tepkime puanı
59
Puanları
48
"Televizyon gerçek değildir. Televizyon bir eğlence parkıdır. Televizyon bir sirk, bir karnaval, seyahat eden akrobatların, hikâyecilerin, dansçıların, şarkıcıların, jonglörlerin, aslan terbiyecilerinin ve futbolcuların olduğu bir dünyadır. Bir zaman geçirme aracıdır. Eğer gerçeği istiyorsanız, Tanrı'ya gidin. Bilgelere danışın. Kendinizle yüzleşin. Çünkü asıl gerçeği bulabileceğiniz tek yer orasıdır. Bizden hiçbir gerçeği öğrenemezsiniz millet. Biz size duymak istediklerinizi söyleriz. Deli gibi yalan sıkarız. Biz size duymak istediğiniz her şeyi söyleriz. Bunların hepsi aldatmaca millet, hiçbiri gerçek değil. Ama siz günlerce, gecelerce orada oturuyorsunuz. Her yaştan, her renkten, her dinden insanlar. Bildiğiniz tek şey biziz. Burada gösterdiğimiz tüm saçmalıklara inanıyorsunuz. Ekranda gördüklerinizi gerçek sanıyorsunuz, hayatlarınız gerçek olmaktan çıkıyor. Ekran size ne söylerse onu yapıyorsunuz. Ekrandakiler gibi giyiniyorsunuz, ekrandakiler ne yerse onu yiyorsunuz, çocuklarınızı ona göre yetiştiriyorsunuz, ekrandakiler gibi düşünüyorsunuz. Bu tamamen delilik... Tanrı şahidimdir, asıl gerçek olan sizlersiniz. Biz tamamen sahteyiz. Hemen bütün televizyonlarınızı kapatın. Hepsini kapatın. Hemen şimdi kapatın. Kapatın ve bir daha açmayın." ~ Howard Beale

1989 yılı…Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır. Türkiye’ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz. Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez. Dükkanlar kapatılır. Geri dönülür.

1991 yılı. Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür.Yapımcı şirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10’udur. Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal. Yayınlanmaya başlar. Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.

1994 yılına gelindiğinde çizgifilm dizisi milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar. Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez. Talep gitgide artar. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar. Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir.

Tesadüfen (!) pizza talebini patlatan bu çizgifilmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”! O pizza zincirini de tahmin ediyorsunuzdur, onu da buraya yazmayayım. Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30’larına geldi. İlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu. Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde kalıyor. İlk jenerasyondaki evliler evde yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor: “Pizza mı söylesek?” Bir sonraki jenerasyon da yurt odasına ya da öğrenci evine neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.

İşte algılarımız böyle yönetiliyor. 20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor. Bizim eğlenceli diye olarak izlediğimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerden ibaret. Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!

Bu sadece bir örnekti, her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü Apple çılgınlığının temeliydi. Her filmde sabah işe giderken elinde Starbucks kahve ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 15 lira ödüyor olmamızın müsebbibi. Afrika’da ayağında ayakkabı olmadığı için petşişe bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola’nın yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte, başka bir şey değil.

Biz hatırlamayız ama babalarımızın hayranı olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala bırakabilmiş değil. Etkiye bakar mısınız?İşte bu yüzden unutmayalım; Bize sunulan görüntülerin, reklamların, film ve dizilerin %99’u bir amaca hizmet ediyor. İnanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce iki kere düşünelim.

“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!” Uyanık olmayana pizzayı da yedirirler, kolayı da içirirler üzerine de bir sigara yaktırırlar… Afiyet olsun!

Alıntı...
 

MayıS

Sayfa Yöneticisi
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
50
Puanları
48




Kapalı gözleri açıcı, uyuyanları uyandırıcı müthiş bir yaklaşım...
Verilen örneklerin hepsi sonuna kadar doğru...
Hatta ötesinde modayı, otomotivi, inşaat sektörünü ve bunlarda yönlendirilmek istenen hedeflerdeki
reklamları da göz ardı etmemek gerek...

Çok faydalı bir paylaşım olmuş yavrum... eline emeğine sağlık...
 
Üst