This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kaçıncı yaz bu yokluğunda yitirdiğim?
Kaç mevsim boyu eskitildi düşlerimiz?
Eskidik, yenildik , yittik…
Kaç kez bittik hiç başlamadan…
Yazları kışlara biriktirdim gelirsin diye.
Üşümeler biriktirdim avuçlarımda sen ısıt diye.
Hala yokluğunu saklıyor takvim yaprakları…
Bende misin hala..?
Ne çok...
Susmak ten’den ve sen’den ölü hikâyelerini toplamaktı ve ne zaman nerde sussan, ben orda biz mezar kazıyordum ceset sayıp bedenimi, gömüyordum kendimi bedeninin toprağına…
Bakışların yaşam kıyısında tarihsiz…
Zaaf adı altında ezilen gözlerim ve sensizlikten gayri yere bırakamadığım kendimle...
“..elini son defa yanağıma koy../..istemiyorsan giderim..giderim..”
inandığım değerleri kaldırdım çeyiz sandığıma
sakladım../..kenarlarını tığla ördüğüm umutlarımın arasına
parmaklarımda naftalin kokusu
alışamadım unutulmaya
kaç yaşında sevdim ben bu yalnızlığı.?
hangi yürek öncüsü oldu...
İyi değilim aşkım.
Umutsuzca uyanıyorum sabahları.
Güneş yüzüme vurdukça daha bir karanlık oluyor günlerim.
Kahvaltı saatlerimi hep kaçırıyorum.
Bilirsin sigara iştahımı kesiyor.
Öyle pek özenmiyorum üstüme başıma…
Ne geçerse elime giyiyorum.
Sen yoksun ya ‘’güzel görünüyorsun’’...
I
..üstat, beni müsait bir şiirde indir…
bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla,
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken
ama sen herkesin...
Biliyorum okuyorsun bu satırları,
Bu şehrin bi ucunda nefes alıyorsun biliyorum..
Köşe başlarında seninde yüreğin hep çarpıyor,
…Sende karşılaşmalardan korkuyorsun..
Yüzün yok..
Astarın çoktan yırtıldı kimbilir kaçıncı bedende,
Ben nefes aldıkça sen ölüyorsun !
Yüreğin yoksul..
Vicdanın...
"gecede sevdayı gördüm
sevdada geceyi..
ve sonra karanlıktı her şey
bak !
canım yanıyor aşk....."
üstüme yıkıldı,
söylediğin sözler...
ince tozlarıyla yürek kıvrımlarıma...
üzüldük,
ağladık belki de
aslında bilmiyorduk
dururmuyduk sözümüzde
gerçekten ikimizde...
söylesene ,
hiç mi dile...
ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !
nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle
olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber...
/ hayaller hiçbir şeydir...
götürmüyorsa sevdiğinin yanına
ve dahası yolculuk boyunca,
eşlik etmiyorsa sana umut
hayaller hiçbir şeydir.../
bakar durur birileri
yaşanan ve unutulan ne varsa
gül kuruları,
yağmurlar,
gözyaşları...
ve sallanan bir el ardından
mutlak bir sona erer yelkovan...
Karda kışta zorda
Baharında yazında mevsimin
Sana açtım çiçeklerini içimin
Hep sana soldum sonra
Hep sana üşüdüm ayazında bu aşkın
Ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım
Sana doldu gözlerim şarkıların en acıklı yerlerinde
Sana bağırdım avaz avaz
Sana sendeyim.com sustum
Seni düşündüm...
(..çok zaman sonra belki de sen..)
sesi soluğu kesilmiş bir aşkın ortasından yürüyoruz
acılarımızı saramayacak kadar uzağız artık
kirpiklerimizde beslenen düşler,
yeni doğacak sevgililere miras
düşünüyorum da,
belki biz sevgiyi değil, hep ayrılığı büyüttük seninle
çıplak bedenlerimizden...
Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
Değiştim,
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil!
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
Sorun değil...
Vazgeçmek için öyle uzun bir gece ki
Tutunmuşken sesine; düşmek kadar yaralı, düş kadar yalan!
Başa dönmenin tutar yanı yok, devam etmenin geleceği
Vazgeçmenin eteği örttü gecemizi
Açarsak gözlerimizi, biri ölecek!
Kapattıkça ağlıyorum!
"Ya ben" diyemeyeceğim kadar suçluyum bu gece
Bitmez vicdan...
ismimi unuttuğun zamanlardı
kimbilir../.belki de sadece ismimi
kaç gece uykusuz kaldı düşlerim
yarı uyanık sarıldım bende bıraktığın kelimelerine
kimbilir../..bilebilir..?
hem de bir çok gece
beni anladığını sandığım bir sen vardı oysa
beni herkesden çok duyumsadığını sandığım...
-bir solukta okumak istemiyorum seni, sayfalarını çevirme-
uyku tutmadı, sen tut beni
en son koynunda unuttum günaydın dilimi
gözlerinde büyüdüm, yüreğim sende çocuk kaldı
hadi kalk gidelim, bizi görüp yazacaklar, az kaldı
en keyifli sabah kahvaltım ! Sen,
göğsünde yürüdüğüm balıkçı...
gün gelir insan anlayıverir
tek başına yaşlanan bir ağaç olduğunu
o yüzden kederi yazmak isteyebilir
rüzgârın gövdesinde açtığı yaralara
sonbaharda şaşarak öğrenirsin
yaprakların rengine inanmamayı
ve zamanın o müthiş yalanını
o müthiş yalanını tutkunun, ihtirasın
anların, anıların,
çılgın bir...
Bir aşkın bitişi, bir nehrin kuruyuşuna benzermiş. Ben senin, o nehri kuruttuğun satırlarından geldim sevgili...
Satırlarından geldim birkaç saat önce...
Uzun zamandır okumadığım ve özlediğim satırlarından...Sessizliğin fazlasıyla konuşkandı... Beni bir zamanlar anladığına inandığım...
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım...
Sevdim tabi.. Sevmesem gider miydim?
Hüzünlü oldu biliyorum. Hem de öldüresiye bir hüzün.
Ama hüzün en uzun şiiri değimlidir aşkın?
Bizimki de böyle olsun..
Bırak insanlardan farkımız olsun. Bak herkes farklı olduğunu söylüyor.
E peki herkes kadar farklı olanın farkı nerede?
Ne hissettiğin...