Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Sigara içiyorsanız Alerjik astım Riskiniz yüksek

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Karaaslan, astımın, akciğerlerin içindeki havayollarının, yani bronşların çeşitli uyaranların etkisiyle yaygın olarak daralması olduğunu söyledi. Karaaslan, bu daralmanın ilaçlarla veya bazen kendiliğinden tamamen düzelebildiğini kaydetti.

Astımlıların bronşları, alerjik iltihap nedeniyle, hem alerjik hem de alerjik olmayan uyaranlara karşı aşırı bir duyarlılık gösterir diyen Uzm. Dr. Karaaslan: “Buna bronş hiperreaktivitesi diyoruz. Keskin bir kokunun sigara dumanının astımlı hastalarda öksürük, hırıltı ve nefes darlığına yol açması bu nedenledir. Astımın üç temel özelliği olarak, bronşların yaygın olarak daralması, bronşlarda alerjik iltihap oluşumu ve bronş aşırı duyarlılığı görülür. Astımın pek çok türü vardır ve çok çeşitli şekillerde sınıflanmaktadır. İki önemli şekli, alerjik astım ve alerjik olmayan astımdır” dedi.

Alerjik astımın temel özelliği hastanın duyarlı olduğu bir ya da daha fazla alerjenin olmasıdır diyen Esra Karaaslan, “Bu duyarlılık, alerjik deri testleri ya da kanda IgE ölçümü ile gösterebilir. Alerjik astım, genellikle ilk belirtilerini çocukluk döneminde verir. Hastada veya ailesinde alerjik nezle, egzama, ilaç alerjisi, besin alerjisi gibi diğer alerjik hastalıklara çok sık rastlanır. Alerjik astım ilaç tedavisine ve immunoterapiye çok iyi cevap verir. Alerjik olmayan astımda ise hastanın duyarlı olduğu belirli bir alerjen yoktur. Deri testleri negatiftir ve kandaki IgE düzeyleri normal sınırlar içindedir. Bu hastalarda astım krizlerinin nedenleri viral enfeksiyonlar soğuk hava, kirli hava sigara dumanı, aspirin, ağrı kesici ve romatizma ilaçları gibi ilaçlar, gıda katkı maddeleri, boya, cila vernik, parfüm kokuları, stres gibi faktörlerdir. Hastalık belirtileri çoğu hastada 30 yaşından sonra ortaya çıkar. Ailelerinde diğer astım ve alerjik hastalıkların görülme sıklığı normal insanlardaki kadardır. Krizler daha ağrı ve tedaviye dirençlidirler. Bu hastalarda immunoterapinin yeri yoktur” diye konuştu.

Çevresel faktörleri de sıralayan Karaaslan, “Genetik olarak astıma yatkın kişiler,çevresel faktörlere maruz kaldıklarında astım gelişme riski yükselmeye başlar. Çocuğun dünyaya geldiği günden itibaren yoğun olarak alerjenlere, ev tozları, evcil hayvanlar ve küflere maruz kalması, annenin gebelik döneminde sigara içmesi, çocuğun evinde, özellikle de yaşamın ilk yıllarında sigara içilmesi, hava kirliliği, viral alt solunum yolu infeksiyonları, evlerin sağlıksız yerleşimi, yoğun trafik, hava kirliliği yaratan fabrika ve işyerlerinin yakınındaki evler. Uygun olmayan ev koşulları, iyi havalanmayan,güneş görmeyen,karanlık ve rutubetli ortamlar. Yiyecek ve içeceklere ilave edilen maddeler, tatlandırıcılar, koku verici ve bozulmayı önleyici maddeler, stres ve iklimle ilgili faktörlerdir” şeklinde konuştu.

Astımın tanısı ile ilgili olarak da bilgiler veren Karaaslan, “Hastalığın sorgulanması, genetik yatkınlığı, beraberinde ek hastalığın olup olmadığı, diğer alerjik hastalıklar araştırılır, Fizik muayeneden sonra akciğer grafisi, tam kan eosinofil sayısı, alerjik deri testleri ve solunum fonksiyon testleri yapılır. Astım kronik bir hastalık olup tanı ve tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Hastalığın hafif, orta, ağır formları vardır ve hayatı tehdit edebilen astım krizleri olabilir. Tedavisi, hasta eğitimi, allerjen ve irritanlardan korunma, ilaç tedavisi ile mümkündür. İlaçlar ise tedavi eden ve belirtileri önleyen ilaçlar, belirtileri kontrol eden ve hastaları rahatlatan ilaçlar ile Immunoterpi olarak ayrılırlar” dedi.

Kistik fibroz, doğuştan hava yollarındaki tüylerin hareketinde bozukluk olması, akciğerlere yabancı cisim kaçması, bronşiolit (küçük havayolu iltihaplanması), gastroösafagiyal reflu, doğuştan kalp hastalıkları, akciğerlerde uzun süreli virüs, bakteri veya mantar enfeksiyonları olması, bronşektazi ve boğmacayı astımı taklit eden durumlar olarak niteleyen Dr. Esra Karaaslan: “Kısaca KOAH olarak bilinen hastalık esas olarak uzun yıllar sigara içen insanlarda görülür. Akciğer dokusunun yıllar içersinde yavaş yavaş tahrip olmasıyla oluşur. En önemli sebep sigara, bunun dışında gaz, biomas, hava kirliliği olabilir. Gastroösafagiyal reflu astımlı insanlarda 3 kat fazla görülür. Birlikteliğinde tedavisi hastalığı kontrol altına almak açısından önemlidir. Astım ve alerjik rinit birlikteliği de oldukça sıktır. Astım gibi ömür boyu belirti verebilen kronik hastalıkların başarı ile tedavi edilebilmeleri, hastaların ve yakınlarının eğitimi ile mümkündür. Her hasta hastalığını iyi anlamalı, yersiz korku ve endişeleri olmamalıdır. Krize neden olan faktörleri, kriz belirtileri ve ağrılığını, hangi durumda hangi ilaçları nasıl kullanacağını, ne zaman hastaneye gitmesi gerektiğini bilmelidir” diye konuştu.
 
Üst