züleyha
New member
- Katılım
- 6 Nis 2013
- Mesajlar
- 28
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Elindeki sigarasını son kez çekti içine.yıllardır yaptıgı gibi avucunu içine alıp ona ne kaldıgına baktı.bir tek ucu yanmış ve bitmiş bir pamuktan başka bir şey yoktu.
Tıbkı yıllarca yoklugun ondan aldıkları gibi.soguk mermerin üstünde daha ne kadar kaç yıl oturacaktı böyle.binaların yüksekligi güneşin doguşunu görmesini engelledigi için başı hep öne eyikti.Sisli istanbul sabahlarından bıkmıştı artık.İçindeki özlemin onun ömründen ömür çaldıgını bilmesine ramen engel olamıyordu işte.Zavallı YUNUS bey saçları agarmış.elleride içtigi sigara yüzünden nasırlaşmış cigerleri gibiydi.
O ne paşa çocugu olarak dogmuştu,nede bir memur çocugu olarak.anne babasının ona bıraktıgı 2,3 dönüm taşlı tarlasından başka hiç bir şeyi yoktu.mecburiyetti onu bu yaldızlı istanbulda tutan şey gidemezdi.
Daha yapacagı çok şey vardı.önce çocuklarını okutup birer meslek sahibi yapacaktı.
onalrında kendi gibi bir kapıcı olmasını istemiyordu.çünkü soguktu kapıcı daireleri,rütübetliydi.
yaşanacak gibi degildi.cebinde onlara ayırdıgı harclık hep ayrıydı YUNUS beyin.iki evladıda üniversiteye gidiyordu.kendisi yamalıklı pantolon giymesine ramen çocuklarına asla layık görmemişti,giydirmemişti.
Az kalmıştı 2.3 sene sonra bu yabancı oldugu istanbuldan gitmesine.oturdugu mermerden yavaşca kalkarak sabır,sabır dedi az daha sabır.sonra gideceti köyüne bir beyaz siyah boncukları olan inek alıp köyüne.özlemi bitecetti.aklında hayalinde ise köyüne gittiginde o akşam hiç uyumacak ve güneşin doguşunu izleyecetti.çünkü tam 20 yıl olmuş bunu görmeyeli.
O hiç sevmemişti bu yaldızlı istanbulu.
içli udygularla geldigi fakat dışı hoş içi boş bir kentti burası sıcak insanlar yoktu burda köyündeki gibi sevemedi İSTANBULU
Tıbkı yıllarca yoklugun ondan aldıkları gibi.soguk mermerin üstünde daha ne kadar kaç yıl oturacaktı böyle.binaların yüksekligi güneşin doguşunu görmesini engelledigi için başı hep öne eyikti.Sisli istanbul sabahlarından bıkmıştı artık.İçindeki özlemin onun ömründen ömür çaldıgını bilmesine ramen engel olamıyordu işte.Zavallı YUNUS bey saçları agarmış.elleride içtigi sigara yüzünden nasırlaşmış cigerleri gibiydi.
O ne paşa çocugu olarak dogmuştu,nede bir memur çocugu olarak.anne babasının ona bıraktıgı 2,3 dönüm taşlı tarlasından başka hiç bir şeyi yoktu.mecburiyetti onu bu yaldızlı istanbulda tutan şey gidemezdi.
Daha yapacagı çok şey vardı.önce çocuklarını okutup birer meslek sahibi yapacaktı.
onalrında kendi gibi bir kapıcı olmasını istemiyordu.çünkü soguktu kapıcı daireleri,rütübetliydi.
yaşanacak gibi degildi.cebinde onlara ayırdıgı harclık hep ayrıydı YUNUS beyin.iki evladıda üniversiteye gidiyordu.kendisi yamalıklı pantolon giymesine ramen çocuklarına asla layık görmemişti,giydirmemişti.
Az kalmıştı 2.3 sene sonra bu yabancı oldugu istanbuldan gitmesine.oturdugu mermerden yavaşca kalkarak sabır,sabır dedi az daha sabır.sonra gideceti köyüne bir beyaz siyah boncukları olan inek alıp köyüne.özlemi bitecetti.aklında hayalinde ise köyüne gittiginde o akşam hiç uyumacak ve güneşin doguşunu izleyecetti.çünkü tam 20 yıl olmuş bunu görmeyeli.
O hiç sevmemişti bu yaldızlı istanbulu.
içli udygularla geldigi fakat dışı hoş içi boş bir kentti burası sıcak insanlar yoktu burda köyündeki gibi sevemedi İSTANBULU
ZÜLEYHA DEMİR ( kısa & özlü romanlar )
kendi kaleminden
kendi kaleminden